SON CEMRE

Yerinden doğruldu, yanı başındaki duvarda asılı duran takvimin dünden kalan yaprağını kopardı ve pencerenin önündeki koltuğa oturarak, elindeki küçücük kâğıt parçası üzerine âdeta dünyalar kurup, dalıp gitti. Tam bir yıl olmuştu, körpe bedeni toprağa düşeli. O, bir anne için hâlâ taptazeydi ve hâlâ yüreği yaralı bir annenin körpe yavrusuydu. Bin bir emekle bahçeye diktiği çiçekleri ve iki yavrusunu giderken boynu bükük bırakmıştı. O ne zamansız gidişti öyle, o nasıl terk edişti. Aradan geçen bir seneye rağmen anne yüreğindeki sıcaklığı hâlâ dün gibi duruyordu…

SON CEMRE