Hadîs ve Fıkıh Edebiyatında Ortak Bir Kavram: Mürûet

Hadîs Usûlü'nde ravinin vasfıyla ilgili önemli bir ıstılah olan mürûet, ravilerin adâletinin tespit edilmesindeki şartlardan birisi olarak ele alınmaktadır. Aynı şekilde Fıkıh'ta da şahidin sahip olması gereken vasıflardan birisi olarak, ilk defa İmam Şâfi'î tarafından el-Ümm'de değerlendirilmiştir. Rivayet ve şahitlik, haber vermek orta paydasında birleştikleri için Hadîs ilminde ravinin vasıflarıyla ilgili şartların oluşturulmasında, fıkıhtaki ilgili konulardan katkı alındığı anlaşılmaktadır. el-Hatîb el-Bağdâdî ile birlikte Hadîs Usulü eserlerinde ravinin adaletinin bir şartı olarak sayılmaya başlanan mürûet, böylece hem Hadîs hem de Fıkıh ilimlerinin ortak kullandıkları bir kavram olmuştur. Bu makalede, mürûet kavramının sözlük ve ıstılah manaları üzerinde durularak, Hadîs Usulü'ndeki kavramlaşma süreci ve mahiyeti ele alınmıştır