Sanat Eseri ve Ona Yüklenen Mana Sorunsalı

Sanat biçim yaratmaktır. Yaratılan biçimler sanatçının yaşadığı tarihsel döneme, toplumsal yapıya ve sanatçının bunların içinde biçimlenen kişiliği ile ilgili değerler taşır. Yapıtın içeriği daha çok toplumsal açıdan insani olanlarla ilgilidir. İçerik yapıtın yaratıldığı dönem ve sonrasında ise ortaya çıkan yargılardan biri ya da bir kaçıdır. Oysa anlam, daha önce sözünü ettiğimiz dört ayrı kategoride değişim gösteren yapıtın biçimi ile içeriği ile ilintili özel nitelikleri bulunan bu nedenle de ortaya çıkarılması çaba gerektiren, resimdeki biçimlerin çağrışımlarıyla oluşan düşünce ve imgelerin tümüdür. Bu nedenle bir resmin temelde üç anlamı olduğunu bu anlamların,  anlamlandırma eyleminin yapıldığı toplumsal yapı ile ilintili olduğunu ileri sürebiliriz. Bu anlamlar her zaman örtüşmeyebilir. Sanatın biçim yanındaki çekicilik kadar anlamlandırma sürecindeki yansımalar da bizi daha insan kılan sanata özgü çekiciliği oluşturur. Sanat geçmiş kültürlerden beslenen, tarihsel süreç içerisinde geride bıraktığımız kültür unsurlarından feyiz alan, kendisini ortaya koyan sanatçısının da hususiyetlerini taşıyarak bir nesne de vücut bulan sosyal bir olgudur.Unutulmamalıdır ki, sanat eserini vücuda getiren sanatçı kendisi ve kendisi gibi birçok bireyi barındıran sosyal çevreden beslenir. Dolayısıyla üretene kadar sanat için sanat, ür Sanat yapıtlarının anlamının değişik dönemlere, kültürlere ve bireylere göre değişeceğini söylediğimizde, yapıtın anlamının durmadan değişeceğini ileri sürdüğümüz sanılmamalıdır. Çünkü her yapıt sanatçının yarattığı biçimlerle ve bu biçimlerin taşıdığı tekil, bunların karşılıklı ilişkileriyle oluşan tümel bir anlam taşıyan, anlamlı yaratılardır. Bu niteliğiyle her sanat yapıtı ancak kendi biçimiyle örtüşen bir anlam aralığına sahiptir.Her yapıt sanatçının yaratıları içinde ve yaratıldığı dönemde tek olan özgün bir bütündür. Öyleyse resimlerin anlamlandırılmasında anlamın biçim, konu, içerik, öz, kavramlarıyla ilişkisinin bilinmesi gerekmektedir