Demir Özlü’ nün “Stockholm Öyküleri” Adlı Eserinde Yalnızlığın ve Yabancılığın Sembolü Mekânlar

Türk edebiyatında 1950 kuşağı olarak adlandırılan dönemin önemli yazarlarından olan Demir Özlü, ilk eserlerini varoluşsal felsefe ışığında gelişen kavramlarla oluşturmuş; bu akım ve beraberinde ortaya çıkan hiçlik, bunalım, yabancılaşma ve yalnızlık gibi olgular da yazarın eserlerinin temini oluşturan ana kaynaklar haline gelmiştir. İlerleyen zamanlar, yazarın hayatında birtakım değişimleri beraberinde getirmiş; özellikle memleketinden ayrı kaldığı yıllarda öykülerini besleyen en önemli kaynak, memleket özlemiyle beraber yabancı bir yerde yaşamış olmanın verdiği hüzün, ait olamama hissi ve yalnızlık duygusu olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle kaleme aldığı Stockholm Öyküleri, her unsuruyla bunu çokça hissettirmektedir. Eserin en dikkate değer özelliği ise içindeki hemen her öykü başlığının açık veya kapalı bir mekânın adı olmasıdır. Özlü’ nün psikolojik yönü ağır basan hikâyelerinde yarattığı insan tipi ile insan davranışına etki eden her türlü canlı ve cansız varlık arasında önemli bir ilişki vardır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, Stockholm Öyküleri adlı esere, insan-mekân ilişkisi bağlamında bakarak mekân unsurunun hikâyelerdeki önemini ve insan psikolojisine etkisini metin tahlili metoduyla tespit etmek, mekân ve insan arasındaki psikolojik bağı ortaya çıkarmaktır.

The Venues Symbolising Solitude and Alienation in Demir Özlü’s Novel “Stockholm Stories”

In Turkish literature, Demir Özlü is among the prominent authors of the era known as the “1950’s generation” and his first works were based on the concepts developed in light of the existential philosophy, concepts such as nihility, depression and solitude that arise with this trend became the main sources shaping the works of the author. The following developments resulted in severe changes in the life of the author; especially the sadness, lack of his sense of belonging and feeling of solitude along with the homesickness due to living in a foreign country became the sources feeding his stories especially in the years he spent away from his country. The Stockholm Stories written with the aforementioned feelings and thoughts severely evoke such concepts in the reader. One of the most striking characteristics of the work is that almost all stories are named after an either outdoor or indoor venue. The human types created by Özlü in his rather psychological works have a critical relation with all types of living creatures or non-living things that effect the human behavior. Therefore, this study aims to identify the importance of the venues/locations within the Stockholm Stories and their influences over human psychology by examining the stories within the context of human-location relations through the analysis method and in this way to reveal the psychological connection between the venues/ locations and human beings. 

___

  • AKTAŞ, Ş., Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş, Ankara: Akçağ Yayınları, 1984. DİRLİKYAPAN ÖZATA, J., Kabuğunu Kıran Hikaye (Türk Öykücülüğünde 1950 Kuşağı), İstanbul: Metis Yayınları, 2013. KOLCU, A. İ., Öykü Sanatı, Konya: Salkım Söğüt Yayınevi, 2006. ÖZLÜ, D., Sürgünde On Yıl, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Kayınları, 2001. ÖZLÜ, D., Sürgün Küçük Bulutlar (Bütün Öyküler), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2012. TEKİN, M., Roman Sanatı 1, İstanbul: Ötüken Yayınları, 2016.