SPİNOZA’NIN KÖTÜLÜK SORUNUNA YAKLAŞIMI

Bu makalede Spinoza’nın kötülük sorununa ilişkin yaklaşımı ele alınacaktır. Spinoza’nın en önemli kitabı Etika’dır. Bu kitap, Varlığı saf ontoloji açısından ele aldığı gibi, varolanları da etik açıdan ele almaktadır. Bu nedenle Spinoza, temelde ahlak düşünceleri diyebileceğimiz düşüncelere karşı bir etik düşünce geliştirmiştir. Makalede öncelikle, ahlak düşüncelerinin, kötülük sorununa yaklaşımlardaki yanılgı noktaları üzerinde durulacaktır. Spinoza kötülük sorunu ötesinde, saf bir olumlama düşüncesi geliştirerek, varolanların kipsel ilişkileri ve bakış açıları çerçevesinde ortaya çıkan, bir “kötü” ve “iyi” değerlendirmesi yapmıştır. Ruh ve beden paralelizmine dayanan bu düşüncede, bedenin zorunlu ve doğal işleyişi göz önünde bulundurularak, kötü olma hali, insan gücünü azaltan (keder) duygular çerçevesinde incelenmiştir. Öyleyse kötü olma hali, bir his ya da tutku olarak, insan doğasında temellenen ve insanın gücünü elinden alarak onu edilgin kılan bir duygu durumudur. Edilgin ya da köle olmaktan kurtulup özgür olabilmek için, duyguların doğalarının iyi anlaşılması gerekir. Bu durumda sorun bilmek değil deneyimlemek olarak; akıl da sahip olunan değil seçim yapabilen bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır.

___

  • Deleuze, Gilles (1978-1981), Spinoza Üzerine Dersler, https://www.webdeleuze.com/cours/spinoza
  • Deleuze, Gilles (2013), Spinoza ve İfade Problemi, (çev. Alber Nahum), İstanbul, Norgunk.
  • Kiriş, Nurten (2008), “Tarihsel Olarak Kötülük Problemi ve Çözüm Yolu Olarak Teodise”, FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, S.5, ss. 81-96.
  • Özkan, Fatih (2019), “Sokrates ve Platon Felsefesinde İnsan Sorunu”. Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.18, ss. 1-20.
  • Spinoza (2009), Törebilim Ethica, (çev. Aziz Yardımlı), İstanbul, İdea Yayınları.
  • Spinoza (2014), Mektuplar, Ankara, Dost.