"DİL YARASI EN ACI BİR YARA İMİŞ"

“Dil” sözcüğü, Türkçe sözlüklerde; “gönül, kalp, dil, yürek, niyet ve esir” olarak anlamlandırılmaktadır. Ancak sözcük, her ne kadar bu anlamların tümünü karşılasa da Klasik Türk Edebiyatında daha çok “duygunun merkezi olan gönül” manasıyla yorumlanmış; hatta sözcükle oluşan pek çok tamlamada da bu anlam ön plana çıkmıştır. Ancak kimi şiir örnekleri incelendiğinde “dil”in sözlüklerde yer alan bu anlamları karşılamadığı düşünülmüştür. Bu amaçla birçok sözlük ve kaynak taranmış ve “dil”in “karın” anlamına da geldiği tespit edilmiştir. Bu anlam, Klâsik Türk Şiirinde geçen hemen her şiirde sözcüğün yeniden yorumlanmasına imkân tanımakla kalmamış; dil ile ilgili tamlamaların da yeniden ele alınması gerektiğini göstermiştir. Örneğin “dil yarası” (puhte-i dil, zahm-ı dil, dil-i mecrûh, dil-efgâr), pek çok beyitte bir hastalığa işaret etmekte ve “karında oluşan yara” olarak nitelendirilmektedir. Çalışmayı sınırlandırmak açısından söz konusu makalede “dil yarası”nın bu anlamı üzerinde durulacak ve yaranın nasıl oluştuğu, neye benzediği ve tedavisinin neler olduğu araştırılacaktır. 
Anahtar Kelimeler:

dil, dil yarası, karın, sözlük

___

  • Andreas Tietze (2002). Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati, C.1:A-E, İstanbul-Wien: Östrerreichische Akademie der Wissenschaften.
  • Arslan, Mehmet (2004). Antepli Aynî Divanı, İstanbul: Kitabevi Yay.
  • Bayram, Yavuz (2008). Amasya’ya Vali Osmanlı’ya Padişah Bir Şair: Adlî, Amasya: Amasya Valiliği Yay.
  • Devellioğlu, Ferit (1996). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara: Aydın Kitabevi Yay.
  • Gökalp, Halûk (2001). Fasîhî Divanı: İnceleme-Metin, (Yüksek Lisans Tezi.) Adana: Çukurova Üniversitesi.
  • Gölpınarlı, Abdülbâki (2016). Fuzûli Dîvânı, İstanbul: İnkılap Kitabevi.
  • http://www.vajehyab.com/?q=%D8%AF%D9%84&d=en: (erişim tarihi 28.11.2018)
  • Kanar, Mehmet (2003). Örnekli Etimolojik Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, İstanbul: Derin Yay.
  • Kanar, Mehmet (2008). Farsça-Türkçe Sözlük, İstanbul: Say Yay.
  • Kanar, Mehmet (2009). Farsça-Türkçe Sözlük, İstanbul: Say Yay.
  • Küçük, Sabahattin (1994): Bakî Dîvânı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.
  • Mermer, Ahmet (1991). Mezâkî-Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanının Tenkidli Metni, Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yay.
  • Muhammed Muîn (1382).Ferheng-i Fârîsî, Tahran: Kitâbhâne-i Millî-yi İrân.
  • Pakalın, Mehmet Zeki (1993). Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü I, İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yay.
  • Şemseddin Sami (2004). Kâmûs-ı Türkî, İstanbul: Çağrı Yay.
  • Tarlan, Ali Nihad (1992). Necâtî Beg Divan. Ankara: Akçağ Yay.
  • Türk Dil Kurumu (1965). XIII. Yüzyıldan Beri Türkiye Türkçesiyle Yazılmış Kitaplardan Toplanan Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü II: C-D, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay.
  • Yahya Kaçar, Gönül (2012). Klâsik Türk Mûsikîsi Güftelerinde Osmanlıca Kelime ve Terkîbler, Ankara: Maya Akademi Yay.
  • Ziya Şükûn (1996). Farsça Türkçe Lûgat: Gencine-i Güftâr, Ferheng-i Ziyâ II, İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yay.