“Türk Milliyetçiliği Kültürel Akıl, İçtihat ve Siyaset” Üzerine

mesi durumunda o dilin sıradanlaşacağını ve işlevini kaybedeceğini belirten MA- CİT, “... Dil; bir kimliğin ve aidiyetin ortak unsuru olmasına karşın, her zaman bir dünya-dil sistemi olma özelliğini taşımaz. Çağa ait deyimlerin ötesine geçe- rek insan etkinliğine konu olan her alanda başka bir dili bünyesine taşıyan ve kullandığı dili o kültürün ruhuyla anlamlandıran bir dil geçerliliğini yitirir. Sa- dece iletişim işlevini yerine getiren bir dil; kalıcı ve etkili bir geleneğin, yani bir dünya görüşünün taşıyıcısı olamaz. Fakat iletişim işlevinin ötesinde bir dünya tasavvurunu ve yaşantı biçimini bünyesinde taşıyan dil; her kırılma döneminde yeniden inşa edilebilir. Türk milleti bu görevi her tarihî kırılma döneminde yerine getirmiştir. Belirtilen bağlamda milliyetçilik dili, dünya-dil sistemi hâline getirme mefkûresidir.”3 ifadeleriyle dilin önemine ve Türk Milliyetçiliği açısından dünya inşa etme noktasındaki misyonuna işaret etmektedir. Türk Milliyetçilerinin dil ve ülkü birliğini savunduğunu; Türkçe merkezli bir Türk Dünyası kurma ülküsünü savunanların, Türk Milleti’nin iç sesine kulak vererek onların varoluş iradelerine riayet etmeye dayalı millî bir görev üstlendiğini vurgulamıştır. Bu sebeple fikrî ve siyasî bir hareket olarak bağımsızlık konusunda Türk Milliyetçilerinin hassasiye- tine dikkat çekerek bu hassasiyetin Mete Han’dan Atatürk’e kadar uzanan ortak bir söylem ve iman meselesi olduğunu ileri sürmektedir. Ayrıca, Türk tarihinin ve kültürünün yorumuna dayalı Türk Milliyetçiliği’nin devletin değil, milletin ideo- lojisi olduğunun; bütün meselelerin merkezine milleti koyduğunun; geleceğe dö- nük bir uyanışın hamisi olmayı, her türlü iktidara ve çıkara tercih ettiğinin altını çizmektedir4. 1 Bkz. Nadim MACİT, Türk Milliyetçiliği: Kültürel Akıl, İçtihat ve Siyaset, Berikan Yayınevi
Anahtar Kelimeler:

-

Turkish Nationalism: On Cultural Reasoning, Interpretation and Politics