Anar, XX. yüzyılın ikinci yarısı ile XXI. yüzyıl başlarında, hikâye, roman ve senaryo yazarlığı gibi pek çok alanda kalıcı eserler vermiş Azerbaycan Türk’ü bir sanat ve devlet adamıdır. O, Sovyetler Birliği döneminde yetişmiş olmasına rağmen, ideolojik tekrara dayalı kuşatmanın sanattaki sınırlarının dışına çıkarak eserlerinde bireyi ve onun içinde yaşadığı toplumdaki aksaklıkları, ümit ve sevinç- leri samimi bir anlatımla işlemiştir. Anar, mensubu olduğu Türk kültür dairesi ile Rus ve Batı klasiklerini tedkikinden doğan birikimiyle sanatını orijinal bir terkibe ulaştırmıştır. Azerbaycan Cumhuriyetinde sanat, kültür ve siyaset alanlarında temsil makamlarında bulunmuş, üstün çalışmalarıyla devlet ve milletine hizmet etmiştir. O, devlet ve sanat adamlığıyla olduğu kadar bilge ve mütevazı kişiliğiyle de Türk devlet ve topluluklarında bir kanaat önderi olarak temayüz etmiştir. Bu makalemizde onun çağdaş medeniyetten beslenen dinamik ve yaşanan bir değerler bütünü ve olgu olarak milli dil, düşünce ve hayat tecrübesiyle inşa ettiği eserlerindeki zaman, mekân ve kahramanları panaromik bakış açısıyla değerlendirilecektir