Kalkınma için, milli ekonomi ilkesi çerçevesinde sanayide, tarımda ve ticari yaşamda üretim yapacak devlet destekli girişimci bir sınıfın oluşmasını hedefleyen ve kalkınmayı bu yolla gerçekleştirmeyi düşünen genç Cumhuriyet iktidarları, uyguladıkları tüm vergi politikalarının merkezine emeğiyle çalışan kesimi oturtmuşlardır. Fakat çalışanın sermayeye tapulandığı bu sistem daha emekleme evresindeyken, 1929’da tüm dünyayı kasıp kavuran ekonomik buhran çıkmıştır. Ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı Türkiye bu krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olmuştur. Hükûmet, ekonomik bunalımı gerekçe göstererek yine ücretli kesim üzerinden çeşitli vergilere başvurmuştur. Ancak bu düzenlemeler, aynı dönemde aynı vergi konusu üzerinden çifte vergilemeye yol açarak, sadece emeğiyle kazananların cezalandırmasının ötesine geçememiştir. İkinci Dünya Savaşı koşullarının yarattığı darlıkta ise bu kez varlıklıları hedef alan hükûmet, “Olağanüstü savaş koşullarında, olağanüstü kazanç ve serveti vergilemek” diye dillendirdiği Varlık Vergisi Kanunu’nu çıkarmıştır. Bu çalışmada, Varlık Vergisi’ne giden yolda genç Cumhuriyet iktidarlarının uyguladığı vergi uygulamalarının dönem basınının haber, yorum ve karikatürlerine yansıma biçimleri ele alınmıştır. Gazete ve dergi arşiv taraması yapılmış, içeriklerin vergi uygulamalarını destekleyip desteklemedikleri araştırılmıştır. Bulgular, dönemin sosyo-ekonomik gerçekleriyle birlikte sunularak karşılaştırma yapılmıştır. Muhalif birkaç yayın dışında iktidara yakın gazetelerin büyük oranda vergi uygulamalarını destekledikleri, konu hakkında hükûmet tarafından yapılan tüm resmi açıklamaları koşulsuz yayımlayarak kamuoyunu etkilemeye çalıştıkları görülmüştür.