SINIRLI DENETİMDEN MUTLAK DENETİMSİZLİĞE: OHAL KHK'LERİNİN HUKUKLA İMTİHANI (!)

Anayasa Mahkemesi 15 Temmuz 2016 gecesi yapılan darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal döneminde çıkartılan kanun hükmünde kararnameler hakkında açılan iptal davalarını davanın esasına girmeden yetkisizlik nedeniyle reddetmiştir. Böylece Anayasa Mahkemesi daha önce yer, konu ve zaman ölçütlerine dayalı sınırlı denetim imkânı getiren yerleşik içtihadını terk etmiştir. Anayasa Mahkemesi olağanüstü hal döneminde çıkartılan kanun hükmünde kararnameler alanında mutlak yetkisizliğini ortaya koymuştur. Böylece Anayasa Mahkemesi'nin olağanüstü hal döneminde çıkartılan kanun hükmünde kararnameler hakkında verdiği kararla bu tür kararnameler bakımından yer, zaman ve konuyla sınırlı denetim yetkisini terk etmiş, onun yerine bu alanı "mutlak denetimsizlik" içine hapsederek, yargısal denetimi parlamentonun yapacağı siyasal denetimle ikame etmeye çalışmıştır.

(FROM PARTIAL EXAMINATION TO ABSOLUTE LACK OF INSPECTION: TESTING THE STATE OF EMERGENCY LAWS BY LAW)

Due to being non competent, the Turkish Constitutional Court dismissed the annulment actions raised with regard to the State of Emergency Decree Laws, which were announced after 15 July coup attemp without deciding on the merits. Thus, the Court has abondened its practices requiring partial examination on place, time and subject-matter. The Turkish Constitutional Court reveals its absolute lack of inspection regarding the emergency decree laws. In this regard, through the decision given about the emergency decree laws, the Court set aside its partial authority restricted to the place, time and subject matter of the case; instead, it substitutes political review conducted by parliament for judicial review to by confining this field into "absolute lack of inspection".

___