İMAR KISITLAMALARI VE MÜLKİYET GÜVENLİĞİ
Yasal dayanağını Anayasa’dan alan kent planlama, İmar Kanunu ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Ancak uygulamada planlama, bilimsel zemin etütleri ve nesnel yaklaşımlara göre oluşturulmadığından, sosyal adalet duygusunu zedelemektedir. Kimi hak sahiplerine cömertçe çıkarlar sağlarken kimi hak sahiplerine külfetler yükleyebilmektedir. Külfetler, daha çok imar kısıtlamalarından kaynaklanmaktadır. İmar kısıtlamalarının uzun süre devam etmesinin mülkiyet hakkını zedelediği ve hak ihlaline neden olduğu AİHM içtihatları ile kanıtlanmıştır. Türkiye'de planlama yaklaşımı ve planlama uygulamasında halk katılımı, nesnellik ve bilimsellik yerine kayırmacılık egemendir. Bu nedenle planlama kısıtlamaları artarak devam etmektedir. Kısıtlamaların artması imar planlama ve mülkiyet güvenliğini dolayısıyla hukuk güvenliğini zedelemektedir. Mülkiyet hakkının uygulanabilirliğini sağlamak amacıyla, başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere Türkiye’deki tüm yargı sistemlerinin içtihatları da kapsayacak bir biçimde uluslararası hukuku esas alması uygun olacaktır.
___
- Referans 1 AKÇAOĞLU, Levent, “Mülkiyet Hakkı Bağlamında Kamulaştırma”, 5. Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi kapsamında düzenlenen konferans, 6 Aralık 2011, Danıştay Başkanlığı, Ankara.
Referans 2 AKDENİZ, Halil, İmar Planlarının Uygulanmasında Arazi ve Arsa Düzenlemesi, Teknik Yayınevi, Ankara, 2001.