İşyerlerinde mevcut sorunları giderme, sağlıklı ve güvenli işyerleri oluşturma işverenlerin öncelikli görevidir. İşyerinde esenlik, şu üç etmenin ışığında ele alınmaktadır: insanlar, işyeri ve toplum( Esin,2014:2) İşverenler bu faaliyetleri görev, yetki ve sorumluluk yaklaşımı, uzmanlık ve yeterlilik anlayışı ve işyeri izlekleri kapsamında bazı çalışanları ile yerine getirmeye çalışmaktadır. 6331 sayılı kanun kapsamında işletmelerde; rehberlik, risk değerlendirmesi, çalışma ortamı gözetimi, eğitim, bilgilendirme ve kayıt, ilgili birimlerle işbirliği görevleri İş Güvenliği Uzmanlarının görevleri olarak sıralanmaktadır. Erkek ya da kadın iş güvenliği uzmanlarının bulunduğu çalışma ortamlarında cinsiyet ve mesleki ayrımcılık yapılıyor mu? Acaba kadın iş güvenliği uzmanları mesleki açıdan başarılı mı ve beklenen etkinliği gösterebiliyor mu? Söz konusu bu çalışmada; çalışmanın evrenini kadın iş güvenliği uzmanları oluşturmaktadır. Çalışmanın hipotezleri çeşitli işletmelerde çalışan örneklem olarak seçilen 221 kadın İGU’nı üzerinde test edilmiştir. Söz konusu gruba mesleki yeterlilik ve çalışma alanı sorunları ile ilgili Likert ölçeği temel alınarak 25 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler istatistiki bazı analizlere tabi tutulmuşlardır. Çalışma sonucunda; kadın İGU’ larına ait tutumları ve yaklaşımları düşük olan işverenlerin olduğu işletmelerde; çalışanlarının daha çok kadın olarak kendini yalnız hissetmek, yeterince destek görmemek ve kadın olarak önyargı ile davranılmak ve değer görmemek konularında sekteye uğradıkları, isteklendirme kaybı yaşadıkları görülmüştür. Ayrıca kadın İGU’larının genel olarak cinsiyet ayrımcılığına tanık olduğunu veya bizzat yaşadıklarını ifade etmişlerdir.