Güney Afrika Eylül 1939'da Almanya'ya karşı müttefiklerin yanında II. Dünya Savaşı’na girdiğinde, askeri ve ekonomik olarak savaşa hazırlıksızdı. Güney Afrika toplumu tarihinde hiç olmadığı kadar bölünmüştü ve ekonominin belirsizliklerle dolu bir savaş çabasını kaldırıp kaldıramayacağı tamamen muammaydı. Bu dönemde daha da yükselen Afrikaner milliyetçiliği neticesinde ülkede çeşitli muhalif örgütler kuruldu ve siyaset sahnesi iyice karmaşık hale gedi. Artan işgücü ihtiyacı dolayısıyla taşrada yaşayan Siyah halk şehirlere akın etti ve şehrin eteklerine bulabildikleri her türlü malzemeden doğaçlama barınaklar inşa ettiler. Öte yandan Smuts hükümetinin sürdürdüğü ırk politikası toplumsal sorunları iyice girift hale soktu. Hükümetin aldığı hızlı aksiyonlarla iki yıl gibi bir sürede Güney Afrika Birlik Savunma Gücü (UDF) verimli bir savaş gücüne dönüştürüldü. Birlik, sadece UDF'nin ihtiyaçlarının çoğunu karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda diğer Müttefik ülkelere askeri malzeme ihraç edebilen canlı bir silah endüstrisine sahip bir savaş ekonomisine dönüştü. Tüm ırklardan 330.000’den fazla Güney Afrikalının direkt ya da dolaylı olarak yer aldığı bu savaş ülke tarihinin en büyük dönüm noktalarından bir tanesini teşkil etti. Bu makalede II. Dünya Savaşı’na kadar olan tarihsel süreç ve II. Dünya Savaşı’nda Güney Afrika’nın Müttefiklerin savaş çabalarına yaptığı katkılar ile bu dönemde ülke içinde yaşanan siyasi, askeri, ekonomik ve toplumsal gelişmeler incelenmektedir.