Uluslararası İlişkilerde Kimlik-Güvenlik İlişkisine Dair Yeni bir Paradigma: Ontolojik Güvenlik Teorisi

Geçtiğimiz yıllarda Ontolojik Güvenlik Teorisi (Ontological Security Theory – OGT) Uluslararası İlişkiler (Uİ) disiplininde kendine önemli bir yer edindi. Teori, devlet davranışlarını devletin öz-anlatıları üzerinden anlamlandırırken, bu öz-anlatıların yeniden üretilmesinin altında yatan sosyo-psikolojik dinamikleri de ortaya koydu. Özellikle, fiziksel güvenliğin öncüllüğünü tartışmaya açarak ve öz-anlatılar yoluyla devlet kimliğinin oluşması ve korunması süreçlerinde devlet-toplum arasındaki diyalektik ilişkiyi ortaya koyarak önemli katkıları oldu. Bu makalenin birincil amacı OGT’nin ana argümanlarını ve araştırma konularını Türkiye Uİ camiasına tanıtmaktır. Aynı zamanda OGT’nin mevcut eleştirel güvenlik kavramları ve kimlik yazını ile bağlantısının yetersizliğinden kaynaklanan eksiklikleri değerlendirilmektedir.

A New Paradigm on the Identity-Security Nexus in International Relations: Ontological Security Theory

Recently, Ontological Security Theory (OST) has found itself a significant place in the International Relations (IR) literature. The theory has provided scholars with a novel analytical framework to explain state behavior and to understand the socio-psychological dynamics underlying the production of a state’s self-image and self-narratives. Particularly, the OST has unsettled disciplinary assumptions regarding the primacy of physical security, and offered a framework to analyze the dialectical relationship between state and society in the making, (re)making and protecting of the state’s subjective sense of self. The primary aim of this article is to introduce the main arguments and research areas to Turkey’s IR community. Additionally, the drawbacks that emanate from the OST’s insufficient engagement with critical approaches to security and the extant literature on identity in IR are assessed.

___

  • ........