NATO’nun Dönüşümü

Berlin Duvarı yıkılıp Sovyet/Varşova Paktı tehdidi ortadan kalktıktan hemen sonra, NATO değişen uluslararası sisteme kendini uyarlamaya başladı. Bu süreç zor ve sorunlu olmasına rağmen, önemli başarılar kaydetti. Ama “Nato yaşayabilecek mi?” sorusu hep gündemde kaldı. Bu inceleme iddialı öngörüler yerine aktörlerin eğilimlerine ve ortamdaki değişmelere işaret ederek bir düşünme ve tartışma zemini hazırlamanın gayreti içinde olmuştur. Uluslararası sistemdeki yapısal değişiklikleri irdeleyip, İttifakın yeni durumlara uyum sağlamak için ne gibi politikalar uyguladığını ve söz konusu dönüşümün önündeki engelleri eleştirel bir yaklaşımla incelemiştir. Ortak siyasi iradenin oluşmasının ve askeri yapı ve stratejinin yeni şartlara uyarlanmasının sınırlarını açıklığa kavuşturmaya çalışmıştır.Bu çerçevede askeri doktrin çalışmaları ve Afganistan tecrübesi arasındaki etkileşim ve dönüşüm süreci üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Ayrıca sonuç bölümünde, genişleyen Avrupa-Atlantik Bölgesindeki NATO askeri operasyonlarının meşruiyet sorununa da değinilmiştir.

NATO’s Transformation

Upon the fall of the Berlin Wall and demise of the Soviet Union, NATO has made efforts to adapt itself to the transformation of the international system. Although its endeavour has been hard and problematic NATO has had a record of considerable achievements. However, the question whether the Atlantic Alliance would manage to survive has so far excited the interest of many publicists. Instead of venturing in predictions, this article intends to contribute to an ongoing discussion on the future of the Alliance by interpreting the structural change and actors’ concerns and actions. It attempts to clarify the limits of the allied political will that is required for a sustainable process of adaptation. In the context of the Afghan experience, it also deals with NATO’s comprehensive military doctrine