Barış Gücü Operasyonlarında Türkiye-Hollanda Buluşması

Bu makale, Türk ve Hollanda Silahlı Kuvvetleri arasındaki işbirliğini -sırasıyla Kosova’da (KFOR, 1999-2000) ve Kabil’de (ISAF, 2002-2003) icra edilen iki “barışı koruma görevi” esnasında- incelemektedir. Makale hazırlanırken, literatür taramasına ilaveten her iki tarafın subay ve astsubaylarıyla yapılan mülakatlar temel alınmıştır. Makalede, her iki harekat bölgesindeki halkla askerler arasında yaşanan etkileşimin yanı sıra, iki ülkenin Silahlı Kuvvetleri personeli arasındaki işbirliği de incelenmektedir. İş yapma tarz ve yöntemleri arasındaki farklılıklar analiz edildiğinde, “Kültürler Arası Askeri İşbirliği” ve “Müslüman Ülkelerdeki Barışı Koruma Faaliyetleri” açısından bazı önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Her ülkenin askeri birlikleri, özellikle kendi ülkelerinden kültürel olarak farklı yerlerde konuşlanmaları durumunda, diğer ülkelerin askerleri ile birlikte çalışmanın kültürler arası boyutuna hazırlıklı olmalıdırlar. Buna ilaveten, yerel halkın gönlünü kazanmak için Sivil-Asker İşbirliği (SAİB) [Civil and Military Cooperation (CIMIC)] faaliyet alanının genişletilmesi gerekmektedir.

Turkish-Dutch Encounters in Peace Operations

This article examines cooperation between the Dutch and the Turkish armed forces during two peacekeeping missions, respectively in Kosovo (KFOR, 1999-2000) and Kabul (ISAF, 2002-2003). It is based on a literature survey and interviews with officers and NCOs of both sides. The article deals with the collaboration between the two armed forces as well as the interaction with the local populations in both areas of operation. Differences in style and modes of operation are analysed, leading to some thoughts for reflection with respect to intercultural military cooperation and peacekeeping in Muslim countries. It is argued that commanders at all levels should be prepared for the intercultural dimension of working with military from other nations, especially if they are deployed in areas that are culturally distant from their own. In addition, it is stressed that the scope of CIMIC-activities may be expanded.