Deniz alanlarının devletler arasında sınırlanılmasını karmaşıklaştıran unsurlardan birisi, sınırlandırmaya konu olan alanda adaların bulunmasıdır. Adalar, sınırlı istisnalar dışında karasuları, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge gibi deniz alanlarına sahiplerken, bu alanların devletler arasında paylaşılmasında anakaralar ile aynı ağırlıkta olmayacakları hukuken yerleşmiştir. Bu çalışmada, devletlerarası uygulama bağlamında, adaların konumlarına ve diğer ilgili özelliklerine göre sınırlandırma çerçevesinde ne oranda bir etkiye sahip oldukları ortaya konmaya çalışılmaktadır. Buna ilişkin olarak devletlerarası uygulamadan doğan yapılageliş kurallarının oluşup oluşmadığından ziyade en azından devletlerarası uygulamada adaların sınırlandırmadaki etkisine ilişkin olarak hangi eğilimlerin oluştuğunun tespitine odaklanılmaktadır.

One of the factors that are complicating the maritime delimitation is the existence of islands in the area subjected to the delimitation. Apart from limited exceptions, islands have maritime areas like territorial waters, continental shelf or exclusive economic zone. But their role is still more limited in the process of delimitation compared to mainland. In this study, the role of islands according to their location and other related features are clarified by taking into account of related State practice. Here, the tendencies, rather custom'ary rules, emerging from the State practice are tried to be identified.