Derlemenin Görünmeyen Güçlüğü

Halkbilim çalışmalarında en kolay sanılan şey derleme yapmaktır. Aslında derleme yapmak çalışmalarımızda en güç olanıdır. Genç arkadaşlarımla bu konudaki bilgimi ve deneyimlerimi paylaşmak istiyorum. 1943 yılı idi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde doktora öğrencisi idim Değerli Hocam Pertev Naili Boratav askerden yeni gelmilşti ve bir iki dersini dinleyince kararımı vermiştim. Doktoramı Halk Edebiyatı dalında yapacaktım, hocama söyledim, pek memnun oldu. Doğu Anadolu’da folklor derlemeleri yapacakmış. Katılmak isteyip istemediğimi sordu. Elbet sevinerek kabul ettim. Hocam, Türk Dil Kurumu’ndan derlemedeki giderlerimizi ve yol masraflarımızı karşılayacak kadar para aldı. Atladık trene ver elini Erzurum. Erzurum’da trenden inince bir satıcının lavaş satarken bağırması dikkatimi çekti. Etçmege bak etçmege, ele sanırsın ki çeteür, (ketedir) diye bağırıyordu. Kars’a gidiyorduk, çünkü hocam Boratav askerliğini orada yapmıştı ve aşıkların çoğunu tanıyordu. Erzurum ile Kars arasında dekovil denen bir tren işliyordu. Biletlerimizi alıp atladık bu trene. Tren soba ile ısınıyordu. Elbet soba, odun yakıyordu. Kars’a kadar, özellikle Sarıkamış ormanlarına tırmanırken birkaç kere durup odun tedariki yaptık. Kars’ta lisenin yatakhanesinde bize yer ayrılmıştı. Bavullarımızı yerleştirdikten sonra sokağa çıktım ve şaşkına döndüm, bütün yollar kalemle çizilmiş gibi dümdüzdü. Yollar boyunca siyah taştan yapılmış büyük ve heybetli binalar vardı. Birini ziyaret ettik. Duvarlar çok kalındı ve en alt katta duvarın içine soba gibi peç dedikleri bir şey yerleştirilmişti. Orada saman bile yakılsa duvarların içini dolaştıktan sonra bacadan çıkıyor, böylece bütün duvarlar ısınıyor ve evi de ısıtıyordu. Bunların hepsi kısa süren işgalde Ruslar tarafından yapılmıştı.
Anahtar Kelimeler:

Derleme, folklor

___

  • başgöz