İlk ortaya çıktığı günden bu yana egemenlik kavramının tanımlanması ve içeriğinin belirlenmesi birçok tartışmanın odağı halini almıştır. Zaman içinde yaşanan dönüşümler, egemenlik kavramının yeniden analiz edilmesini, geleneksel birtakım kalıplardan arındırılmasını, gerekliliklerinin yeniden tanımlanması ve önemli unsurlarının ele alınmasını gerektirmektedir. Tarihsel süreç içerisinde devlet egemenliği kavramındaki en önemli dönüşümlerden biri insan hakları alanında yaşanan gelişmeler sonrasında ortaya çıkmıştır. İnsan hakları kavramının, özellikle son elli yıllık dönemde, devletlerin ulusal anayasaları üzerinde olduğu kadar uluslararası devletler sistemi ve siyaset üzerinde de önemli değişimlere yol açtığı gözlemlenebilir. Bu çalışmanın amacı, insan haklarının devlet egemenliği kavramını zaman içinde nasıl dönüştürdüğünün ortaya konulmasıdır. Bu doğrultuda, egemenlik kavramının tanımı ve temel noktalarına değinildikten sonra kavramın tarihsel ve teorik gelişiminin ana hatları çizilmeye çalışılmıştır. Devam eden bölümlerde ise egemenlik kavramının kriterleri açısından insan haklarının korunması, egemenlik ve uluslararası insan hakları arasındaki ilişki, soğuk savaş sonrasında yaşanan soykırımlar ve egemenlik olgusunun yeniden inşası, uluslararası ceza yargılamalarının devlet egemenliği üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmada son olarak egemenlik ve insan hakları arasındaki ilişkinin geleceği hakkında birtakım öngörülerde bulunulmuştur.