OSMANLI MİNYATÜRLERİNDE SÜRREALİST YAKLAŞIMLAR (XVI. – XVII. YÜZYILLAR)

Minyatür, el yazması eserlerin içeriğini açıklamak amacıyla metne eklenen derinliği olmayan, hacimsiz, ışık ve gölge oyunlarından uzak resimdir. Yazılı metne bağlı olarak anlam kazanan minyatürler, yapıldıkları dönem hakkında bilgi vermeleri yönüyle tarihi belge niteliği taşımaktadırlar. Bunun yanı sıra ortaya konuldukları dönemin yaşam şeklini, hayata bakışını, beklentilerini, kaygılarını yansıtmaları açısından da önemlidirler. Türk resim sanatının en eski örnekleri, M.S. VIII. Yüzyılda, Maniheizm ve Budizm dinlerini benimseyen Uygurlar tarafından ortaya konmuştur. Dini değişimle birlikte resim sanatına yönelen Uygurlar, dinlerini yaymak amacıyla el yazması eserler üretmiş ve bunları resimlerle bezemişlerdir. Gandhara, Çin, Tibet, İskit, Sasani, Part, Greko - Budist ve Bizans etkilerinin görüldüğü Uygur resmi, IX. yüzyıldan itibaren kendi tarzını oluşturmuş, XI. - XII yüzyıllarda olgunluğa ulaşmıştır. Uygurların sanat anlayışlarının, Talas Savaşı ile birlikte batıya taşındığı bilinmektedir. İslam'ın erken devirlerinde de resim sanatının var olduğu, Emevi ve Abbasi devirlerinden kalan eserlerden anlaşılmaktadır. Bu dönemlerde dini yapıların geometrik ve bitkisel, sivil yapıların ise bunlara ek olarak figürlerle oluşturulmuş süslemelerle tezyin edildiği bilinmektedir. Eserlerde Doğululaşmanın yanı sıra Uygur etkisinin görülmesi, Orta Asya Türk resim üslubunun İslam Sanatında benimsendiğinin göstermektedir. Bu sebeple de Uygur resim üslubu, Abbasiler aracılığıyla, Fatimi ve Gazneli gibi İslam ülkelerine geçmiştir. Bu üslubun etkisi, duvar resimleriyle sınırlı kalmamış, kitap resimlerinde de uygulanmıştır. İslam'da, sistemli yazmacılık, IX. yüzyılda Halife Memun'un antik kitapları Arapçaya çevirtmesiyle başlasa da, ilk minyatürlü yazmalar XI. yüzyıl sonundan, Selçuklular zamanından kalmadır. Çünkü bu çağda, tercüme edilen eserlerin, resimleri de kopyalanmaya başlanmıştır. Selçuklular döneminde minyatüre önem verildiği, bu süreçten sonra ise Anadolu'ya hâkim olan Osmanlı Devleti zamanında da minyatür sanatının icra edildiği, günümüze ulaşan belgelerden anlaşılmakta ve minyatür sanatına katkısının büyük olduğu görülmektedir. Bu dönemde ileri bir seviyeye ulaşan minyatür sanatının, XV. yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar

SURREALISTIC APPROACHES IN OTTOMAN MINIATURES (XVI – XVII CENTURIES)

surrealism which is based on psychoanalysis, and stands up for absolute weakness of will, and gives voice to expressing the emotions in subconscious through symbols; second method is the truthful surrealism which defends the fact that the objects are reminiscents of dream, nightmare or incubus and it is appropriate to present them in irrational environments. The large parts of surrealists have preferred to benefit from extraordinary beings as an indicator of spiritual world rather than tangible proofs. In spite of the fact that the surrealism is a movement emerged in Europe at XX century, it is known that the manuscripts from Ottoman Empire era has descriptions made by this approach. But Ottoman description shows an approach which is devoid of reality even if they hold a reality as substance. In short, Ottoman's miniatures with surrealistic approach have been presented according to faith, namely faithful surrealism which is adopted in Europe, but on the other hand Western surrealism reveals itself as reflection of the object, namely abstract surrealism. The important part of Ottoman miniatures which have developed in parallel with the power and growth of the empire and have reflected characteristics, worldview of the era includes the works applied between XVI and XVII centuries. The matters in hand between those centuries vary and this study covers some miniature examples with surrealistic approaches. Muralists who have dealt same matters by different perspectives and styles in those descriptions with surrealistic perspectives have become concerned about various abstract matters such as the creation of the world, doomsday, life after death, Dabbetü’l Arz, Dajjal, jinns, demons, angels, hell. Muralists who have performed miniatures about these matters have processed the shapes they imagined in their subconscious with surrealistic expressions through their observational abilities and imaginations by starting out of statements in Qur'an and hadiths. The fact that the obligation of muralists is to portray the abstract events, to reflect a spiritual world, to make the unknown known gives the impression that they have been forced to exploit their subconscious and imaginations as well as observational abilities. In this process, muralists who have presented manuscripts with portrayals devoid of reality due to the depiction ban of

___