Bir Hukuk Dili Olarak Fıkıh Usûlü’nde Sarîh ve Kinâye

Fıkıh, zaman ve mekân gibi birçok kayıt ve nispetlerle çevrili insanın bütün kayıtlardan ve nispetlerden aşkın varlığın haberi olan vahyi elden geldiğince anlayıp kavraması ve hayatını ona göre düzene koymasıdır. Vahyi indiren makam (taht), onun indiği mekân ve bu mekânın dili göz önünde bulundurulduğunda sarîh ve kinâyî anlatım yerine göre bir ihtiyaçken yerine göre bir sanat ve yerine göre de her ikisidir. Zatı itibarıyla mutlak hakikati temsil eden vahiy, kullandığı dilde doğrudan anlatımdan daha çok imgesel anlatımı tercih etmiştir. Dilin yaşayan bir somut gerçeklik olması, hem vahyin inme sürecinde hem de sonraki aşamalarda Arap Dili söz varlığındaki açık lafızların birçoğunun örtük hale gelmesiyle ve örtük olanların da açık hale gelmesiyle sonuçlanmıştır. Zaten insan da meramını ve düşüncesini içinde sarîh veya kinâyî lafızlar kullanarak kurgulayabilir. Biz bu çalışmada istisnasız her dilin bir gerçeği olan sarîh (açık) ve kinâyeyi (örtük) anlatımı fıkıh usulündeki yerini ve önemini ele alacağız. Bu bağlamda öncelikle Arap dilinde sarîh ve kinâyenin yeri, önemi ve işlevine değindikten sonra bunun hukuk dilinde aldığı şekli ve hukukta gördüğü işlevi çeşitli hukuki örneklerle ortaya koymaya çalışacağız. Sunumuzda elden geldiğince Arap Dili, dilbilim, fıkıh usulü ve füru fıkıh çalışmalarından mukayeseli bir biçimde yararlanacağız. Sonuç kısmında ulaştığımız verilerin günümüz dilbilim ve hukuk çalışmalarına yapabileceği muhtemel katkılarını açığa çıkarmaya çalışacağız.

Explicit and Allegory in Usul al Fıqh As a Language of Law

Fiqh is to understand and comprehend the revelation, which is the knowledge of the transcendent existence from all records and proportions of people surrounded by many records and proportions such as time and place, and to arrange their life accordingly. Considering the place where the revelation was sent down and the language of this space, it is a need according to the place of explicit and implicit expression, while it is an art according to its place and both. Representing absolute truth in its essence, revelation preferred imaginary expression rather than direct expression in its language. The fact that language is a living concrete reality has resulted in the fact that many of the open words of the Arabic language vocabulary become implicit and the implicit ones become open both in the course of revelation and later stages. Besides, people can construct their purpose and thoughts by using explicive or allegorical phrases. In this study, we will discuss the place and importance of explicit and allegory expression, which is a reality of every language without exception, in fiqh method. In this context, after mentioning the place, importance and function of explicit and allegory in Arabic language, we will try to reveal the form it takes in legal language and its function in law with various legal examples. In our presentation, we will make use of the works of Arabic Language, linguistics, usul al fiqh and furu al fiqh in a comparative manner. In the conclusion part, we will try to reveal the possible contributions of the data we have reached to today’s linguistics and legal studies

___

  • Ahsîkesî, M. b. M. b. Ö. (1997). el-Muhtasar (Sığnâkî’nin kitâbu’l-vâfî fî usûli’l-fıkh adlı şerhi ile birlikte). (C. I-IV). Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi.
  • Bilmen, Ö. N. (1969). Hukuk-ı İslâmiyye ve ıstılahatı fıkhiyye kamusu. (C. I-VIII). Bilmen Yayınevi.
  • Buhârî, A. A. A. (1998). Keşfü’l-esrâr ‘an usuli Fahrilislâm el-Pezdevî. (C. I-IV). Dâru’l-Kütübi’l- İlmiyye.
  • Câhız, E. O. A. b. B. (ty.). el-Beyân ve’t-tebyîn. (C. II). Müessesetü’l-Hancî.
  • Cürcânî, E. A. b. A. b. M. (1965). Delâilu’l-i’câz. Mektebetü’l-Hâncî.
  • Cürcânî, E. A. b. A. b. M. (ty.). Kitâbu esrâri’l-belâğa. by.
  • Debûsî, E. Z. U. b. Ö. b İ. (2001). Takvîmu’l-edille. Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye.
  • Dehlevî, M. b. M. (2002). İfâzatü’l-envâr fî izâeti usûli’l-menâr. Mektebetü’r-Rüşd.
  • Dinçoğlu, M. (2013). Hz. Peygamber’in günlük istiğfar sayılarıyla ilgili hadislerin yorumunda hakikat-kinâye ikilemi. İslâmî İlimler Dergisi 8(1), 271-293.
  • Durmuş, İ. (2002). “Kinâye ” (Dil). Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (C. 26, ss. 34-36). TDV Yayınları.
  • Esen, H. ( 2006). Fıkıhta ta‘rîz ve kinâye kullanımı. Marife: Dini Araştırmalar Dergisi [Bilimsel Birikim] 6(1), 213-230.
  • Feyyûmî, A. b. M. b. A. (1987). el-Mısbâhu’l-münîr. Mektebetü’l-Lübnân.
  • Firûzâbâdî, M. M. b. Y. b. M. b. İ. Ş. (2008). el-Kâmûsu’l-muhît. Dâru’l-Hadîs.
  • Gazâlî, E. H. M. b. M. (ty.). el-Mustasfâ min ilmi’l-usûl. (C. I-IV). Câmiatü’l-İslâmiyye- Külliyetü’ş-Şerî’a.
  • Gürkan, N. (1998). Arap edebiyatında kinâye sanatının konumu. Süleyman Demirel Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi 5, 231-251.
  • İbn Hazm, E. M. A. b. A. b. S. (2003). el-Îsâl fi’l-muhallâ bi’l-eser. (C. I- XII). Dâru’l-Kütubi’l- İlmiyye.
  • Kesgin, H. (2016). Belagat ilmindeki mecâz-kinâye kavramlarının fıkhî hükümlere etkisi. Yalova Sosyal Bilimler Dergisi 16(11), 257-283.
  • Koca, F. (2002). “Kinâye” (Fıkıh). Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (C. 26, ss. 36-37). TDV Yayınları.
  • Köse, S., Tutar, H., Şahin, N. & Güler, S. (2020). Kişilik özellikleri ve kariyer stresi ilişkisinde örgütsel güvenin aracılık etkisi üzerine bir araştırma. Turkish Studies 15(2), 1137-1154. https://dx.doi.org/10.29228/TurkishStudies.40441
  • Nesefî, E. B. A. b. A. (1986). Keşfü’l-esrâr şerhu’l-musannif ale’l-menâr. (C. I-II). Dâru’l-Bâz.
  • Pezdevî, E. H. E. U. F. İ. A. b. M. b. H. b. A. el-Usûl (Abdülaziz Buhârî’nin keşfü’l-esrâr adlı şerhiyle birlikte). (C. I-IV). Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye.
  • Râzî, A. M. b. E. (1986). Muhtâru’s-sıhah. Mektebetü’l-Lübnan.
  • Râzî, F. M. b. Ö. b. H. (ty.) el-Mahsûl fî İlmi usûli’l-fıkh (C. I-VI). Müessesetü’r-Risâle.
  • Rummânî, E.H. A. b. İ. b. A. (ty.). Selâse resâil fî i’câzi’l-Kur’an. Dâru’l-Maârif.
  • Sa’îdî, A. (ty.). Buğyetü’l-Îzâh li’t-telhîsi’l-miftâh fî ulûmi’l-belâğâ. Mektebetü’l-Âdâb.
  • Serahsî, E. M. b. A. E. S. (1989). el-Mebsût. (C. I-XXX). Dârü’l-Ma’rife.
  • Serahsî, E. M. b. A. E. S. (1993). Usûlü’s-Serahsî. (C. I-II). Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye.
  • Sığnâkî, H. H. b. A. b. H. b. A. (1997). Kitâbu’l-vâfî fî usûli’l-fıkh. (C. I-IV). Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi.
  • Suyûtî, C. (2008). el-Itkân fî ulûmi’l-Kurân. Müessestü’r-Risâle Nâşirûn.
  • Şâşî, A. b. M. b. İ. E. A. N. (2002). Usûlü’ş-Şâşî. Dâru’l-Kütübi’l-İlmiye.
  • Şîrâzî, E. İ. İ. A. F. (2013). el-Luma’ fî usûli’l-fıkh. Mektebetü Nizâmi Ya’kûb el-Hâssa.
  • Teftâzânî, S. (ty.). Kitâbu’l-mutavvel. Mektebetü’d-Davârî.
  • Tuna, Ü. (2018). Kinâye kavramının kapsamı. Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 4(8), 23-35.
  • Turan, M. F. (2016). Hanefilerin kinâyeli sözlerle yapılan boşamaları bâin talâk sayması üzerine bir analiz. İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi 27, 421-442.