Amaç: Konjenital kalp cerrahisinde, ameliyat sırasında gelişen diyafram paralizi erken ameliyat sonrası dönemde morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkileyebilmektedir. 2000 yılı içinde kliniğimizde yapılan kalp ameliyatları bu amaçla değerlendirilmiş, sonuçları tartışılmıştır. Materyal ve Metod: 2000 yılı içinde toplam 335 konjenital kalp ameliyatı yapılmıştır. Yaş ortalaması 3.95 ± 7.22 (3 gün-57 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Bunların 10'unda (%2.9) diyafram paralizi saptanmış, bu olgularda yaş ortalaması ise 3.04 ± 2 (4 ay-6 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Paralizi saptanan olguların klinik durumları değerlendirilerek 6 olguya (%60) diyafram plikasyonu uygulanmış, dört olgu ise klinik izleme alınmışlardır. Beş olgu (%50) 2 yaşın altında, 3 olgu (%30) ise infant yaş grubundadır. Paralizi 3 olguda bilateral yerleşimlidir. Bulgular: Cerrahi tedavi uygulanan gruptaki bir olgu kardiyak problemden dolayı kaybedilmiştir. Diğer 5 olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde klinik durumlarında belirgin iyileşme görülmüştür. Medikal tedavi ile izlenen 4 olgudan birine plikasyon kararı verilmişken solunum sıkıntısının agreve ettiği kalp yetmezliği sebebi ile kaybedilmiştir. Üç olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde paralizinin devam etmekle birlikte klinik durumlarının iyi olduğu görülmüştür. Sonuç: Konjenital kalp cerrahisinde ameliyat sonrası dönemde solunum güçlüğü olan olgularda diyafram paralizi araştırılmalı, bu amaçla ultrasonografi yoğun bakım ortamında kolayca uygulanabilmesi ve kesin sonuç vermesi açısından öncelikli düşünülmelidir. Olguların klinik durumlarına göre de her ne kadar yaş faktörü önemli olsa da diyafram paralizinin düzelmesini uzun dönemde beklemek yerine komplikasyonlar gelişmeden cerrahi tedavi uygulanmalıdır.
Background: Diaphragmatic paralysis in congenital heart surgery plays an important role for both morbidity and mortality especially during early postoperative period. In this study we evaluated our patients for phrenic nerve injury during early postoperative period, and we revised our clinical protocol for its management. Methods: In 2000, 335 patients underwent operation for congenital heart defects. The mean age of the patients were 3.95 ± 7.22 years (3 days - 57 years). In 10 cases (2.9%), phrenic nerve injury was diagnosed. The mean age of these patients was 3.04 ± 2 years (4 months - 6 years), 5 (50%) patients were under the age of 2 years and 3 (30%) patients were in infancy period. Paralysis was bilateral in 3 patients. Results: Diaphragmatic plication was applied in 6 patients (60%), the time interval between the first operation and the plication was 16.4 ± 15.07 days. One patient died who had bilateral plication due to cardiac problem, the rest of the patients were free of symptoms 3 months after their discharge. Four patients were taken to medical management, one of them was died due to unexpected respiratory arrest during hospitalization, other 3 patients were free of symptoms after 3 months of their discharge. Conclusions: Age is important for the indication of diapragmatic plication due to smaller respiratory reserve of the infants but patients in older ages are also under the high risk for both mortality and morbidity. Therefore plication should be applied before the occurrence of respiratory problems. "> [PDF] Konjenital kalp cerrahisinde ameliyat sırasında gelişen diyafram paralizinde cerrahi ve medikal izlem | [PDF] Clinical follow up of diaphragmatic paralysis in congenital heart surgery Amaç: Konjenital kalp cerrahisinde, ameliyat sırasında gelişen diyafram paralizi erken ameliyat sonrası dönemde morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkileyebilmektedir. 2000 yılı içinde kliniğimizde yapılan kalp ameliyatları bu amaçla değerlendirilmiş, sonuçları tartışılmıştır. Materyal ve Metod: 2000 yılı içinde toplam 335 konjenital kalp ameliyatı yapılmıştır. Yaş ortalaması 3.95 ± 7.22 (3 gün-57 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Bunların 10'unda (%2.9) diyafram paralizi saptanmış, bu olgularda yaş ortalaması ise 3.04 ± 2 (4 ay-6 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Paralizi saptanan olguların klinik durumları değerlendirilerek 6 olguya (%60) diyafram plikasyonu uygulanmış, dört olgu ise klinik izleme alınmışlardır. Beş olgu (%50) 2 yaşın altında, 3 olgu (%30) ise infant yaş grubundadır. Paralizi 3 olguda bilateral yerleşimlidir. Bulgular: Cerrahi tedavi uygulanan gruptaki bir olgu kardiyak problemden dolayı kaybedilmiştir. Diğer 5 olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde klinik durumlarında belirgin iyileşme görülmüştür. Medikal tedavi ile izlenen 4 olgudan birine plikasyon kararı verilmişken solunum sıkıntısının agreve ettiği kalp yetmezliği sebebi ile kaybedilmiştir. Üç olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde paralizinin devam etmekle birlikte klinik durumlarının iyi olduğu görülmüştür. Sonuç: Konjenital kalp cerrahisinde ameliyat sonrası dönemde solunum güçlüğü olan olgularda diyafram paralizi araştırılmalı, bu amaçla ultrasonografi yoğun bakım ortamında kolayca uygulanabilmesi ve kesin sonuç vermesi açısından öncelikli düşünülmelidir. Olguların klinik durumlarına göre de her ne kadar yaş faktörü önemli olsa da diyafram paralizinin düzelmesini uzun dönemde beklemek yerine komplikasyonlar gelişmeden cerrahi tedavi uygulanmalıdır. "> Amaç: Konjenital kalp cerrahisinde, ameliyat sırasında gelişen diyafram paralizi erken ameliyat sonrası dönemde morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkileyebilmektedir. 2000 yılı içinde kliniğimizde yapılan kalp ameliyatları bu amaçla değerlendirilmiş, sonuçları tartışılmıştır. Materyal ve Metod: 2000 yılı içinde toplam 335 konjenital kalp ameliyatı yapılmıştır. Yaş ortalaması 3.95 ± 7.22 (3 gün-57 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Bunların 10'unda (%2.9) diyafram paralizi saptanmış, bu olgularda yaş ortalaması ise 3.04 ± 2 (4 ay-6 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Paralizi saptanan olguların klinik durumları değerlendirilerek 6 olguya (%60) diyafram plikasyonu uygulanmış, dört olgu ise klinik izleme alınmışlardır. Beş olgu (%50) 2 yaşın altında, 3 olgu (%30) ise infant yaş grubundadır. Paralizi 3 olguda bilateral yerleşimlidir. Bulgular: Cerrahi tedavi uygulanan gruptaki bir olgu kardiyak problemden dolayı kaybedilmiştir. Diğer 5 olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde klinik durumlarında belirgin iyileşme görülmüştür. Medikal tedavi ile izlenen 4 olgudan birine plikasyon kararı verilmişken solunum sıkıntısının agreve ettiği kalp yetmezliği sebebi ile kaybedilmiştir. Üç olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde paralizinin devam etmekle birlikte klinik durumlarının iyi olduğu görülmüştür. Sonuç: Konjenital kalp cerrahisinde ameliyat sonrası dönemde solunum güçlüğü olan olgularda diyafram paralizi araştırılmalı, bu amaçla ultrasonografi yoğun bakım ortamında kolayca uygulanabilmesi ve kesin sonuç vermesi açısından öncelikli düşünülmelidir. Olguların klinik durumlarına göre de her ne kadar yaş faktörü önemli olsa da diyafram paralizinin düzelmesini uzun dönemde beklemek yerine komplikasyonlar gelişmeden cerrahi tedavi uygulanmalıdır.
Background: Diaphragmatic paralysis in congenital heart surgery plays an important role for both morbidity and mortality especially during early postoperative period. In this study we evaluated our patients for phrenic nerve injury during early postoperative period, and we revised our clinical protocol for its management. Methods: In 2000, 335 patients underwent operation for congenital heart defects. The mean age of the patients were 3.95 ± 7.22 years (3 days - 57 years). In 10 cases (2.9%), phrenic nerve injury was diagnosed. The mean age of these patients was 3.04 ± 2 years (4 months - 6 years), 5 (50%) patients were under the age of 2 years and 3 (30%) patients were in infancy period. Paralysis was bilateral in 3 patients. Results: Diaphragmatic plication was applied in 6 patients (60%), the time interval between the first operation and the plication was 16.4 ± 15.07 days. One patient died who had bilateral plication due to cardiac problem, the rest of the patients were free of symptoms 3 months after their discharge. Four patients were taken to medical management, one of them was died due to unexpected respiratory arrest during hospitalization, other 3 patients were free of symptoms after 3 months of their discharge. Conclusions: Age is important for the indication of diapragmatic plication due to smaller respiratory reserve of the infants but patients in older ages are also under the high risk for both mortality and morbidity. Therefore plication should be applied before the occurrence of respiratory problems. ">

Konjenital kalp cerrahisinde ameliyat sırasında gelişen diyafram paralizinde cerrahi ve medikal izlem

Amaç: Konjenital kalp cerrahisinde, ameliyat sırasında gelişen diyafram paralizi erken ameliyat sonrası dönemde morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkileyebilmektedir. 2000 yılı içinde kliniğimizde yapılan kalp ameliyatları bu amaçla değerlendirilmiş, sonuçları tartışılmıştır. Materyal ve Metod: 2000 yılı içinde toplam 335 konjenital kalp ameliyatı yapılmıştır. Yaş ortalaması 3.95 ± 7.22 (3 gün-57 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Bunların 10'unda (%2.9) diyafram paralizi saptanmış, bu olgularda yaş ortalaması ise 3.04 ± 2 (4 ay-6 yıl) yıl olarak bulunmuştur. Paralizi saptanan olguların klinik durumları değerlendirilerek 6 olguya (%60) diyafram plikasyonu uygulanmış, dört olgu ise klinik izleme alınmışlardır. Beş olgu (%50) 2 yaşın altında, 3 olgu (%30) ise infant yaş grubundadır. Paralizi 3 olguda bilateral yerleşimlidir. Bulgular: Cerrahi tedavi uygulanan gruptaki bir olgu kardiyak problemden dolayı kaybedilmiştir. Diğer 5 olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde klinik durumlarında belirgin iyileşme görülmüştür. Medikal tedavi ile izlenen 4 olgudan birine plikasyon kararı verilmişken solunum sıkıntısının agreve ettiği kalp yetmezliği sebebi ile kaybedilmiştir. Üç olgunun 3 ay sonraki kontrollerinde paralizinin devam etmekle birlikte klinik durumlarının iyi olduğu görülmüştür. Sonuç: Konjenital kalp cerrahisinde ameliyat sonrası dönemde solunum güçlüğü olan olgularda diyafram paralizi araştırılmalı, bu amaçla ultrasonografi yoğun bakım ortamında kolayca uygulanabilmesi ve kesin sonuç vermesi açısından öncelikli düşünülmelidir. Olguların klinik durumlarına göre de her ne kadar yaş faktörü önemli olsa da diyafram paralizinin düzelmesini uzun dönemde beklemek yerine komplikasyonlar gelişmeden cerrahi tedavi uygulanmalıdır.

Clinical follow up of diaphragmatic paralysis in congenital heart surgery

Background: Diaphragmatic paralysis in congenital heart surgery plays an important role for both morbidity and mortality especially during early postoperative period. In this study we evaluated our patients for phrenic nerve injury during early postoperative period, and we revised our clinical protocol for its management. Methods: In 2000, 335 patients underwent operation for congenital heart defects. The mean age of the patients were 3.95 ± 7.22 years (3 days - 57 years). In 10 cases (2.9%), phrenic nerve injury was diagnosed. The mean age of these patients was 3.04 ± 2 years (4 months - 6 years), 5 (50%) patients were under the age of 2 years and 3 (30%) patients were in infancy period. Paralysis was bilateral in 3 patients. Results: Diaphragmatic plication was applied in 6 patients (60%), the time interval between the first operation and the plication was 16.4 ± 15.07 days. One patient died who had bilateral plication due to cardiac problem, the rest of the patients were free of symptoms 3 months after their discharge. Four patients were taken to medical management, one of them was died due to unexpected respiratory arrest during hospitalization, other 3 patients were free of symptoms after 3 months of their discharge. Conclusions: Age is important for the indication of diapragmatic plication due to smaller respiratory reserve of the infants but patients in older ages are also under the high risk for both mortality and morbidity. Therefore plication should be applied before the occurrence of respiratory problems.

___

  • 1. Watanabe T, Trusler GA, Williams WG, Edmonds JF, Coles JG, Hosokawa Y. Phrenic nerve paralysis after paediatric cardiac surgery. Retrospective study of 125 cases. J Thorac Cardiovasc Surg 1987;94:383-8.
  • 2.Tonz M, Von Segesser LK, Mihaliavbic T,Arbenz U, Stauffer UG, Turina MI. Clinical implications of phrenic nerve injury after pediatric cardiac surgery. J Pediatric Surg1996;31:1265-7.
  • 3.Yellin A, Lieberman Y, Barzilay Z. Postoperative unilateral diafragmatic paralysis in children, a plea for early plication. J Thorac Cardiovasc Surg 1991;39:221-3.
  • 4.Diehl JL, Lofaso F, Deleuze P, Similowski T, Lemaire F,Brochard L. Clinically relevant diafragmatic dysfunction after cardiac operations. J Thorac Cardiovasc Surg 1994;107:487-97.
  • 5.Shoemaker R, Palmer G, Brown JW, King H. Aggressive treatment of acquired phrenic nerve paralysis in infants and small children. Ann Thorac Surg 1981;32:251-9.
  • 6.Zhao HX, D'Agostino RS, Pitlick PT, Shumway NE, Miller DC. Phrenic nerve injury complicating closed cardiovascular surgical procedures for congenital heart disease. Ann Thorac Surg 1985;39:445-9.
  • 7.Stone KS, Brown JW, Canal DF, King H. Long-term fate of the diaphragm surgically plicated during infancy and early childhood. Ann Thorac Surg 1987;44:62-5.
  • 8.Abd AG, Braun NMT, Baskin MI, O'Sullivan MM, Alkaitis DA. Diaphragmatic dysfunction after open-heart surgery: Treatment with a rocking bed. Ann Intern Med 1989;111:881-6.
  • 9.Smith CD, Sade RM, Crawford FA, Biemann-Otherson H. Diaphragmatic paralysis and eventration in infants. J Thorac Cardiovasc Surg 1986;91:490-7.
  • 10.Van Onna IE, Metz R, Jekel L, Woolley SR, van de Wal HJ. Post cardiac surgery phrenic nerve palsy: value of plication and potential for recovery. Eur J Cardiothorac Surg 1998;14:179-84.
  • 11.Wilcox P, Baile EM, Jekel L, et al. Phrenic nerve function and its relationship to atelectasis after coronary artery bypass surgery. Chest 1988;93:693-8.
  • 12.Kunovsky P, Gibson GA, Pollack JCS, et al. Management of postoperative paralysis of diaphragm in infants an children. Eur J Cardiothorac Surg 1993;7:342-6.
  • 13.Ross-Russel R, Mulvey D, Shinebourne EA, Laroche C,Green M. Bedside assessment of phrenic nerve function in infants and children. J Thorac Cardiovasc Surg 1991;101:143-7.
  • 14.Mickel JJ, Oh KS, Siewers RD, et al. Clinical implications of postoperative unilateral phrenic nerve paralysis.JThorac Cardiovasc Surg 1978;76:297-304.
  • 15.Maaike de L, Williams JM, Freedom RM, Williams WG, Shemie SD, McCrindle BW. Impact of diaphragmatic paralysis after cardiothoracic surgery in children. J Thorac Cardiovasc Surg 1999;118:510-17.
  • 16.Hamilton JRL, Tocewicz K, Galvis AG, et al. Paralysed diaphragm after cardiac surgery in children: Value of plication. Eur J Cardiothorac Surg 1990;4:487-91.
  • 17.A ffatato A, Villagra F, De Leon JP, et al. Phrenicnerve paralysis following paediatric cardiac surg e r y.Role of diaphragmatic plication. J Cardiovasc Surg1988;29:606-9.
  • 18.Mok Q, Ross-Russel R, Mulvey D, Shinebourne EA. Phrenic nerve injury in infants and children undergoing cardiac surgery. Br Heart J 1991;65:287-92.
  • 19.Raine J, Samuels MP, Mok Q, Shinebourne EA, Southall DP. Negative extrathoracic pressure ventilation for phrenic nerve palsy after paediatric cardiac surgery. Br Heart J 1992;67:308-11.
Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi-Cover
  • ISSN: 1301-5680
  • Yayın Aralığı: Yılda 4 Sayı
  • Başlangıç: 1991
  • Yayıncı: Bayçınar Tıbbi Yayıncılık
Sayıdaki Diğer Makaleler

Tek ventrikül fizyolojili hastalarda eksternal şant ile yapılan bidireksiyonel kavopulmoner anastomozunun erken dönem sonuçları

Yusuf KALKO, Faruk HÖKENEK, Emin TİRELİ, Vural ÖZCAN, Murat BAŞARAN, Enver DAYIOĞLU, Ertan ONURSAL, Ufuk ALPAGUT

Pektus ekskavatum ve secundum ASD tanılı olguda kombine onarım

Ufuk YETKİN, Tayfun GÖKTOĞAN, Engin TULUKOĞLU, İbrahim ÖZSÖYLER, Ali GÜRBÜZ

Alt ekstremite iskemi reperfüzyonu sonucunda gelişen akciğer hasarının önlenmesinde farklı bir ajan: FK 506 (Takrolimus)

Atike TEKELİ, Serap ŞİRVANCI, Adnan ÇOBANOĞLU, Ali CİVELEK, Selim İŞBİR, Serdar AKGÜN, Serap ARBAK, Gamze DEMİRTAŞ, Koray AK, İlhan YAYLIM

Ekstrakardiak aterosklerotik arter hastalıklarında Chlamydia pneumoniae'nin rolü

İslam KAKLIKKAYA, Neşe KAKLIKKAYA, Kurtuluş BURUK, Faruk AYDIN

Dar aort annuluslu hastalarda yeni jenerasyon mekanik kapak: St. Jude regent aortik protez deneyimi

Nevzat ERDİL, Ufuk DEMİRKILIÇ, Harun TATAR, Erol ŞENER, Levent ÇETİN, Şanser ATEŞ

Çift arkus aort : Tanı yöntemleri ve cerrahi yaklaşım

Yüksel ATAY, Hikmet İYEM, Tahir YAĞDI, Emin Alp ALAYUNT

Nadir bir lobektomi komplikasyonu: Lober torsiyon ve gangren

Altan KIR, Semih HALEZEROĞLU, Ali ATASALİHİ, Erdal OKUR, Gözde KIR

O'Brien stentsiz kompozit porsin biyoprotez ile aort kapak replasmanının erken ve orta dönemde sol ventrikül üzerine etkileri

Ülkü YILDIZ, Hasan UNCU, Oğuz TAŞDEMİR, Ahmet SARITAŞ, Mehmet Kamil GÖL, Okan YURDAKÖK, Mehmet Ali ÖZATİK, Erol ŞENER

Sol ventrikül anatomisinin incelenmesinde yeni bir yaklaşım: Matematik modelleme

Ulusoy Nilgün BOZBUĞA, Kayıhan ŞAHİNOĞLU, Lale AKARUN, Esat AKINCI, Cevat YAKUT

Arteriyel greftlerin hazırlanmasında ultrasonik disseksiyonla klasik tekniğin karşılaştırılması

Atilla SEZGİN, Atılay TAŞDELEN, Şükrü MERCAN, Murat İKİZLER, Tankut AKAY, Sait AŞLAMACI, Bahadır GÜLTEKİN

Academic Researches Index - FooterLogo