Son yıllarda tanı veya tedavi amacıyla invaziv girişim yapan merkez sayısının artmış olmasına bağlı olarak, ekstremite arter psödoanevrizmaları çoğunlukla iyatrojenik veya travmatik olarak karşımıza çıkmaktadır. Elektif olarak cerrahi onarımın düşük risk ile yapılabilmesine karşın, onarım uygulanmadığı takdirde hasta rüptür veya emboli tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Materyal ve Metot:1985 ile Ekim 2000 yılları arasında 15 hasta alt veya üst ekstremite arter psödoanevrizması nedeniyle ameliyat edilmiştir. Hastaların 11 tanesi (%70.34) erkek ve 4 tanesi (%29.66) kadın olup yaş ortalaması 50.2 $pm$ 9.4 (25-75) yıl idi. Superfisial femoral arter %53.3 ile en çok tutulan arterdi. 3 hastada (%20) brakial, 2 hastada (%13.3) radial ve birer hastada (%6.6) popliteal ve tibial arter tutulumu vardı. En önemli (%60) etiyolojik faktör kardiyak kateterizasyon amacıyla kateter uygulaması idi. Cerrahi onarım olarak 9 hastada (%60) psödoanevrizma kesesi açılıp rezeke edildikten ve hematom boşaltıldıktan sonra kateter giriş yeri primer onarıldı. Geri kalan hastalarda arteriyel devamlılık greft interpozisyonu ile sağlandı. Bulgular: Erken ve geç dönem mortalite ve morbiditeye rastlanılmadı; hasta takiplerinde iskemik değişiklik görülmedi. Sonuç: Elektif cerrahi onarımın basit olması bu komplikasyonun tedavisini kolaylaştırmaktadır. Greft interpozisyonu gereken durumlarda ise safen ven greftin yapay greftlere nazaran enfeksiyona daha dirençli olması tercih sebebidir.
The increasing number of invasive cardiac centers and interventional diagnostic and therapeutic procedures leads to an increased incidence of iatrogenic or traumatic pseudoaneurysms in the extremity arteries. Surgical treatment can be easily performed and has a low risk, but without treatment rupture and embolization can be fatal. Methods: Between 1985 and October 2000, 15 patients were operated for pseudoaneurysm of extremity arteries. Eleven patients (70.34%) were male and four (29.66%) were female. The mean age was 50.2 $pm$ 9.4 years (range, 25 to 75). The femoral superficial artery was the most common site of presentation with 53.3%. Brachial artery was involved in 3 patients (20%), radial artery in two patients (13.3%), popliteal artery in one patient and tibial artery in another one patient (6.6%). The most important etiologic factor was the arterial puncture for cardiac catheterization. In 9 patients (60%) the pseudoaneurysmal sac was opened and resected, and after the drainage of the hematoma the puncture point was primarily sutured. In the other patients the continuity of the arterial flow was restored by graft interposition. Results: Early and late mortality and morbidity were not detected. Ischemic changes in the involved extremities have not occured. Conclusions: The easy surgical repair facilitates the treatment of this complication. When graft interposition is neccessary,autogenous vein grafts are suggested because of their resistance to infection. ">
[PDF] Ekstremite arterlerinin psödoanevrizmaları ve tedavisi | [PDF] Pseudoaneurysms of extremity arteries and treatments
Son yıllarda tanı veya tedavi amacıyla invaziv girişim yapan merkez sayısının artmış olmasına bağlı olarak, ekstremite arter psödoanevrizmaları çoğunlukla iyatrojenik veya travmatik olarak karşımıza çıkmaktadır. Elektif olarak cerrahi onarımın düşük risk ile yapılabilmesine karşın, onarım uygulanmadığı takdirde hasta rüptür veya emboli tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Materyal ve Metot:1985 ile Ekim 2000 yılları arasında 15 hasta alt veya üst ekstremite arter psödoanevrizması nedeniyle ameliyat edilmiştir. Hastaların 11 tanesi (%70.34) erkek ve 4 tanesi (%29.66) kadın olup yaş ortalaması 50.2 $pm$ 9.4 (25-75) yıl idi. Superfisial femoral arter %53.3 ile en çok tutulan arterdi. 3 hastada (%20) brakial, 2 hastada (%13.3) radial ve birer hastada (%6.6) popliteal ve tibial arter tutulumu vardı. En önemli (%60) etiyolojik faktör kardiyak kateterizasyon amacıyla kateter uygulaması idi. Cerrahi onarım olarak 9 hastada (%60) psödoanevrizma kesesi açılıp rezeke edildikten ve hematom boşaltıldıktan sonra kateter giriş yeri primer onarıldı. Geri kalan hastalarda arteriyel devamlılık greft interpozisyonu ile sağlandı. Bulgular: Erken ve geç dönem mortalite ve morbiditeye rastlanılmadı; hasta takiplerinde iskemik değişiklik görülmedi. Sonuç: Elektif cerrahi onarımın basit olması bu komplikasyonun tedavisini kolaylaştırmaktadır. Greft interpozisyonu gereken durumlarda ise safen ven greftin yapay greftlere nazaran enfeksiyona daha dirençli olması tercih sebebidir. ">
Son yıllarda tanı veya tedavi amacıyla invaziv girişim yapan merkez sayısının artmış olmasına bağlı olarak, ekstremite arter psödoanevrizmaları çoğunlukla iyatrojenik veya travmatik olarak karşımıza çıkmaktadır. Elektif olarak cerrahi onarımın düşük risk ile yapılabilmesine karşın, onarım uygulanmadığı takdirde hasta rüptür veya emboli tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Materyal ve Metot:1985 ile Ekim 2000 yılları arasında 15 hasta alt veya üst ekstremite arter psödoanevrizması nedeniyle ameliyat edilmiştir. Hastaların 11 tanesi (%70.34) erkek ve 4 tanesi (%29.66) kadın olup yaş ortalaması 50.2 $pm$ 9.4 (25-75) yıl idi. Superfisial femoral arter %53.3 ile en çok tutulan arterdi. 3 hastada (%20) brakial, 2 hastada (%13.3) radial ve birer hastada (%6.6) popliteal ve tibial arter tutulumu vardı. En önemli (%60) etiyolojik faktör kardiyak kateterizasyon amacıyla kateter uygulaması idi. Cerrahi onarım olarak 9 hastada (%60) psödoanevrizma kesesi açılıp rezeke edildikten ve hematom boşaltıldıktan sonra kateter giriş yeri primer onarıldı. Geri kalan hastalarda arteriyel devamlılık greft interpozisyonu ile sağlandı. Bulgular: Erken ve geç dönem mortalite ve morbiditeye rastlanılmadı; hasta takiplerinde iskemik değişiklik görülmedi. Sonuç: Elektif cerrahi onarımın basit olması bu komplikasyonun tedavisini kolaylaştırmaktadır. Greft interpozisyonu gereken durumlarda ise safen ven greftin yapay greftlere nazaran enfeksiyona daha dirençli olması tercih sebebidir.
The increasing number of invasive cardiac centers and interventional diagnostic and therapeutic procedures leads to an increased incidence of iatrogenic or traumatic pseudoaneurysms in the extremity arteries. Surgical treatment can be easily performed and has a low risk, but without treatment rupture and embolization can be fatal. Methods: Between 1985 and October 2000, 15 patients were operated for pseudoaneurysm of extremity arteries. Eleven patients (70.34%) were male and four (29.66%) were female. The mean age was 50.2 $pm$ 9.4 years (range, 25 to 75). The femoral superficial artery was the most common site of presentation with 53.3%. Brachial artery was involved in 3 patients (20%), radial artery in two patients (13.3%), popliteal artery in one patient and tibial artery in another one patient (6.6%). The most important etiologic factor was the arterial puncture for cardiac catheterization. In 9 patients (60%) the pseudoaneurysmal sac was opened and resected, and after the drainage of the hematoma the puncture point was primarily sutured. In the other patients the continuity of the arterial flow was restored by graft interposition. Results: Early and late mortality and morbidity were not detected. Ischemic changes in the involved extremities have not occured. Conclusions: The easy surgical repair facilitates the treatment of this complication. When graft interposition is neccessary,autogenous vein grafts are suggested because of their resistance to infection. ">
Ekstremite arterlerinin psödoanevrizmaları ve tedavisi
Son yıllarda tanı veya tedavi amacıyla invaziv girişim yapan merkez sayısının artmış olmasına bağlı olarak, ekstremite arter psödoanevrizmaları çoğunlukla iyatrojenik veya travmatik olarak karşımıza çıkmaktadır. Elektif olarak cerrahi onarımın düşük risk ile yapılabilmesine karşın, onarım uygulanmadığı takdirde hasta rüptür veya emboli tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Materyal ve Metot:1985 ile Ekim 2000 yılları arasında 15 hasta alt veya üst ekstremite arter psödoanevrizması nedeniyle ameliyat edilmiştir. Hastaların 11 tanesi (%70.34) erkek ve 4 tanesi (%29.66) kadın olup yaş ortalaması 50.2 $pm$ 9.4 (25-75) yıl idi. Superfisial femoral arter %53.3 ile en çok tutulan arterdi. 3 hastada (%20) brakial, 2 hastada (%13.3) radial ve birer hastada (%6.6) popliteal ve tibial arter tutulumu vardı. En önemli (%60) etiyolojik faktör kardiyak kateterizasyon amacıyla kateter uygulaması idi. Cerrahi onarım olarak 9 hastada (%60) psödoanevrizma kesesi açılıp rezeke edildikten ve hematom boşaltıldıktan sonra kateter giriş yeri primer onarıldı. Geri kalan hastalarda arteriyel devamlılık greft interpozisyonu ile sağlandı. Bulgular: Erken ve geç dönem mortalite ve morbiditeye rastlanılmadı; hasta takiplerinde iskemik değişiklik görülmedi. Sonuç: Elektif cerrahi onarımın basit olması bu komplikasyonun tedavisini kolaylaştırmaktadır. Greft interpozisyonu gereken durumlarda ise safen ven greftin yapay greftlere nazaran enfeksiyona daha dirençli olması tercih sebebidir.
Pseudoaneurysms of extremity arteries and treatments
The increasing number of invasive cardiac centers and interventional diagnostic and therapeutic procedures leads to an increased incidence of iatrogenic or traumatic pseudoaneurysms in the extremity arteries. Surgical treatment can be easily performed and has a low risk, but without treatment rupture and embolization can be fatal. Methods: Between 1985 and October 2000, 15 patients were operated for pseudoaneurysm of extremity arteries. Eleven patients (70.34%) were male and four (29.66%) were female. The mean age was 50.2 $pm$ 9.4 years (range, 25 to 75). The femoral superficial artery was the most common site of presentation with 53.3%. Brachial artery was involved in 3 patients (20%), radial artery in two patients (13.3%), popliteal artery in one patient and tibial artery in another one patient (6.6%). The most important etiologic factor was the arterial puncture for cardiac catheterization. In 9 patients (60%) the pseudoaneurysmal sac was opened and resected, and after the drainage of the hematoma the puncture point was primarily sutured. In the other patients the continuity of the arterial flow was restored by graft interposition. Results: Early and late mortality and morbidity were not detected. Ischemic changes in the involved extremities have not occured. Conclusions: The easy surgical repair facilitates the treatment of this complication. When graft interposition is neccessary,autogenous vein grafts are suggested because of their resistance to infection.