SEZGİN YILMAZ, Nazlı SANCAKTAR, Mehmet Nuri KOŞAR, YAVUZ DEMİR

Komplike pilonidal sinüs tedavisinde iki taraflı gluteus maximus fasyokutanöz flep uygulaması

Sakrokoksigeal pilonidal sinüslerin birçoğu basit cerrahi tekniklerle tedavi edilebilmesine rağmen bazı olgular daha komplike tekniklere gereksinim duyabilir. Nüks eden olgularda alternatif tedavi yöntemlerinden biri olabilecek fasyokutanöz gluteal flep tekniği ile tedavi edilen bir olguyu paylaşmak istedik. Otuz dört yaşında erkek kronik pilonidal sinüs hastası olan ve beş yıl önce pilonidal sinüs traktus eksizyonu ve drenaj yapıldıktan sonra zaman zaman antibiyoterapi dışında cerrahi tedavi görmemiş bir hasta kliniğimize başvurdu. Tüm sinüslerin geniş bir şekilde eksizyonunu takiben hastanın her iki gluteal alanından hazırlanan fasyokutanöz flep ile defekt kapatıldı. Ameliyat sonrası komplikasyon gelişmeyen hasta hastanede yatış süresi içerisinde drenaj takibine uygun olarak drenleri sıra ile çekildi. Ameliyat sonrası ikinci gün mobilize edildi. İkili fasyokutanöz gluteal flep sakrokoksigeal pilonidal sinüslerin tedavisi için ilk tercih değildir. Ancak, tekrarlayan, geniş ve özellikle vertikal boyu uzun olguların tedavisi için uygun patofizyolojik bir çözüm sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler:

Cerrahi flepler, Pilonidal sinüs, Erişkin, Kaba etler, Erkek

Bilateral gluteus maximus fasciocutaneous flap for the treatment of complicated pilonidal sinus

Sacrococcygeal pilonidal disease can be treated with basic surgical techniques for most cases, however some cases may require more complicated techniques. So in this work we reported a case treated with fasciocutaneous gluteal flap that can be an alternative method for the treatment of resistant cases. A 34-year-old man was admitted to our clinic for chronic pilonidal sinus disease. The patient had a history of an excision of pilonidal tractus and drainage operation five years before and irregularly used antibiotheraphy after that. All sinus tracts were excised widely and the defect was repaired with fasciocutaneous flap prepared from bilateral gluteal region. Postoperative course of the patient was uneventful and hemovac drains were withdrawn after cessation of drainage. The patient was mobilized at the postoperative 2nd day. As a result; although bilateral fasciocutaneous gluteal flap is not the first alternative for the treatment of pilonidal disease, it can be valuable in treating the patients with wide, recurrent, and vertically long pilonidal disease.

Keywords: