Sivil Toplumsal Alanın Yeni Feodalleşme Sürecinde Plebisiter Kamusal Alanın İşlev Bozukluğu Olarak Mirasyedi Kamu

Sivil toplum değişim ve dönüşümlerin yoğun olduğu dönemlerde ön plana çıkmaktadır. Sürekli bir değişim ve dönüşümün hâkim olduğu günümüzde, toplumsal aklın geliştiği bir alan olarak sivil toplumun önemi ise süreklilik arz etmektedir. Günümüzün dünyası sivil toplum alanın mirası üzerinde kurulmuş olup yine bu zemin üzerinde yükselmektedir. Bu çalışma sivil toplum yazının üzerinde yükseldiği kubbeyi ayakta tutan ana sütunların banilerini, birincil metinleri üzerinden analiz etmektedir. Bir anlamda çalışma sivil toplumsal yazının başlangıcına inerek sivil toplumsal alanın güncel durumuna ilişkin analizlerde/teşhiste bulunmaktadır. Çalışmada sivil toplumsal alanın kararlı bir biçimde gelişmesini ve başta batı olmak üzere tüm dünyayı dönüştürmesini mümkün kılan sabitelerin bulunduğu görülmektedir. Bu sabitelerin, Antik Yunandaki cevherin, Orta Çağın ağır baskısı ve Yeni-Yakın Çağların yakıcı sıcaklığı altında kristalleşen elmaslar olarak günümüze ulaştıkları anlaşılmaktadır. Fakat çalışmanın sonucunda günümüzü domine eden sivil toplumsal alanda, mirasyedi bir kamunun gelişmeye ve güçlenmeye başladığı görülmektedir. Mirasyedi kamu, sabitesini kaybetmiş ve fakat hala kamusal muhakeme ‘mülkiyetine’ haiz birey ve birey grupların ortaklaştıkları kamudur. Çalışmada mirasyedi kamunun, sivil toplumsal alana orijinal/müstesna niteliğini kazandıran elmas sabitelerini, kısa emelli hevesleri için harcama eğilimlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Evet, kamusal alanda rasyonel kamusal muhakemeyi, ortak çıkar uzlaşısı temelinde korumaya ve geliştirmeye çalışan aktörler hala hâkim statüleri işgal etmektedirler. Fakat sivil toplumsal alanda yaşanan yeni feodalleşme, dizge kararsızlıkları, dijitalleşme, plebisiter demokrasi vs. gibi gelişmelerin mirasyedi kamuya alan kazandırdıkları görülmektedir. Mirasyedi kamunun, ortak iradenin en belirgin olduğu kurumlara (mahkemeler, meclisler vs.) yönelik etki kapasitesinin artması, çarpan etkisi yaratmakta ve giderek daha fazla alan kazanmasına neden olmaktadır. Sivil toplumsal alanda mirasyedi kamunun alan kazanması ise rasyonel toplumsal aklı bulanıklaştırmakta, kararsızlaştırmaktadır. Sivil toplumsal alanın işlevini bozmaktadır. Son tahlilde, bugüne kadar insanların karşı karşıya kaldığı sorun bağlamları (kilise, monarşi, sanayileşme, dünya savaşlarının yıkımı, salgınlar vb.) ile baş etmesini sağlayan rasyonel kamusal aklın ivedilikle dikkate alması gereken en öncelikli konunun, mirasyedi kamu olduğu değerlendirilmektedir. Çünkü sivil toplumsal alanın karşı karşıya kaldığı sorunların üstesinden gelebilmesi için önce kendisini revize etmesi ihtiyacı her geçen gün daha hayati bir hal almaktadır.

In The New Feudalization Process of the Civil Social Sphere, As A Dysfunction of the Plebiscitary Public Space Prodigal Public

Civil society comes to the fore in times of intense change and transformation. In today's world where a constant change and transformation prevails, The importance of civil society as an area where the social mind develops, on the other hand, is continuous.Today's world is built on the legacy of the civic social sphere and again rises on this ground. In the study is analyzed through primary texts belonging to those who built the main pillars that keep the dome standing where the civil society literature rises. In a sense, study makes a diagnosis/analyze of the current state of the civil society field by come down the childhood of civil society.It is seen in the study that there are constants that make it possible for the civil social sphere to develop decisively and to transform the whole world, especially the west. It is understood that these constants have reached today as diamonds of ancient Greek ore crystallizing under the heavy pressure of the Middle Ages and the caustic heat of the New-Modern Ages.However, as a result of the study, it is seen that the 'prodigal public' has started to develop and strengthen in the civil society sphere that dominates our day. The prodigal public is a common public between individuals and groups of individuals that have lost their constant but still have public judgment 'ownership'.In the study, it is understood that the prodigal public has a tendency to spend the diamond constants, which give it an exceptional character to the civil society, for their short-term ambition. Yes, actors trying to protect and develop the rational public judiciary on the basis of the reconciliation of common interests in the public sphere are still dominant. However, it is seen that developments such as new feudalization, system instability, digitalization and plebiscitary democracy in the civil social field have expand the prodigal public space.The increase of the prodigal public's capacity to influence institutions such as courts and parliament, where the common will is the most prominent, creates a multiplier effect and causes it to expand its field more and more.In the civil social sphere, the prodigal public gaining space blurs the rational social mind and makes it unstable. It disrupts the function of the civic social sphere. In the final analysis, ıt is considered that the top priority issue that the rational public mind should immediately take into account is the prodigal public. Because the need to revise itself first in order to overcome the problems faced by the civil society area becomes more and more vital every day

___

  • Adabağ, N. (2008). Giriş, Hükümdar içinde (ss. vii-xxvı). İstanbul: İş Bankası Yayınları.
  • Aristoteles. (2013). Atinalıların devleti. (S. Yakup Bayduri, Çev.). İstanbul: Araf Yayınları.
  • Aristoteles. (1993). Politika. ( M. Tunçay), İstanbul: Remzi Kitapevi.
  • Aristoteles. (2015). Nikomakhos’a etik. (F. Akderin, Çev.) İstanbul: Say Yayınları.
  • Beck, U. (2014) Risk Toplumu Başka Bir Modernliğe Doğru. (K. Özdoğan ve B. Doğan Çev.) İstanbul: İthaki.
  • Betalli M. (2018). Polislerin ülkesi Yunanistan. U. Eco (Ed.). Antik Yunan içinde. (61-147. ss.) (L. Basmacı, Çev.), İstanbul: Alfa Yayınları.
  • Bumin K. (1981). Sivil toplum ve devlet, İstanbul: Yazko Yayınları.
  • Colas, D. (1995). Civil society: From utopia to management, from marxism to anti-marxism. The south atlantic quarterly, 94 (4), 1009-1025.
  • Çaha, Ö. (2000), Aşkın devletten sivil topluma, İstanbul: Gendaş Kültür Yayınları.
  • Habermas, J. (2003). Kamusallığın Yapısal Dönüşümü. (T. Bora ve M. Sancar, Çev.), İstanbul: İletişim Yayınları.
  • Habermas, J. (2002). Post modernliğe giriş: Bir dönüm noktası olarak Nietzsche. (Y. Alogan, Çev.). Post Modernist Burjuva Liberalizmi içinde ( 55-70. ss.), İstanbul: Doruk Yayınları.
  • Hegel, G.W.H. (1991). Hukuk felsefesinin prensipleri. (C. Karakaya, Çev.). İstanbul: Sosyal Yayınlar.
  • Hobbes, T. (2007). Yurttaşlık felsefesinin temelleri. (D. Zarakolu, Çev.). İstanbul: Belge Yayınları.
  • Hobbes, T. (2005). Leviathan. (S. Lim, Çev.). İstanbul: YKY Yayınları.
  • Keane, T. (1994). Sivil toplum ve devlet. (N, Erdoğan Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
  • Locke, J. (2012). Yönetim üzerine ikinci inceleme. (F. Bakırcı Çev.). İstanbul: Ebabil Yayınları.
  • Machiavelli. (2008). Hükümdar. (N, Adabağ, Çev.), İstanbul: İş Bankası Yayınları.
  • Marks, K. (2009). Hegel’in hukuk felsefesinin eleştirisi. (K. Somer, Çev.), Ankara: Sol Yayınları.
  • Martinich, A.P. (2010). Thomas Hobbes. (A. Terzi, Çev.), İstanbul: İş Bankası Yayınları.
  • Onat N. (2013). Kamusal alan ve sınırları. İstanbul: Durak İstanbul Yayınları.
  • Platon, (2016). Devlet. (F. Akderin, Çev.). İstanbul: Say Yayınları.
  • Platon, (2017). Kriton. (F. Akderin, Çev.). İstanbul: Say Yayınları.
  • Platon, (2012). Sokrates’in savunması. (A. Çokona, Çev.), İstanbul: İş Bankası Yayınları.
  • Rousseau, J.J. (2007). Toplum sözleşmesi. (V. Günyol, Çev.). İstanbul: İş Bankası Yayınları.
  • Timur, T. (2008). Habermas’ı okumak, Yordam Yayınları, İstanbul.
  • Woolhouse, R. (2011). John Locke. (A. Terzi, Çev.), İstanbul: İş Bankası Yayınları.