Ani İşitme Kaybı (AİK) Hastalarının Hemoreolojik Parametrelerinin İncelenmesi
Amaç: Ani işitme kaybının (AİK) patofizyolojisi hakkında yeterli bilgi olmamakla birlikte,
çeşitli yayınlarda, koklear kan akımında azalma, perilenfada oksijenlenmenin azalması gibi
nedenler bildirilmiştir. Bu nedenle, ilaç tedavisinin yanında sıklıkla hiperbarik oksijen tedavisi
(HBOT) de uygulanmaktadır. Ancak, bu tedavinin sonunda, çoğunlukla işitme geri gelse de bazen
kulak çınlamasının devam etmesi, bu hastalarda koklear kan akımını etkileyen başka faktörlerin
olabileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmada, AİK sendromu ile kan akımı faktörlerinin
ilişkisini araştırmak amacı ile bu hastaların hemoreolojik parametreleri incelenmiştir.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 14 AİK hastası (yaş: 49.3 ± 12.5) ve diğer bölümlerden 15
normal işitmeli gönüllü (yaş: 46.8 ± 11.1) katılmıştır. Kan ve plazma viskoziteleri, koni / düzlem
viskozimetresi (Wells-Brookfield) kullanılarak ölçülmüştür. Eritrosit deformabilite (ED) ve
agregasyon (EA) parametreleri ise lazer uyumlu bir Ektasitometre (LO®RCA, Mechatronics)
ile ölçülmüştür. İstatistiksel analizler, Student-t ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak
yapılmıştır.
Bulgular: İki grup arasında yapılan analizlerde, agregasyon sonuçları arasındaki farklar (hasta/
kontrol) plazmada: amplitüd [AMP (au)]: 25.49/28.38 (p
___
- Bengüsu MİRASOĞLU3
Öz
Amaç: Ani işitme kaybının (AİK) patofizyolojisi hakkında yeterli bilgi olmamakla birlikte,
çeşitli yayınlarda, koklear kan akımında azalma, perilenfada oksijenlenmenin azalması gibi
nedenler bildirilmiştir. Bu nedenle, ilaç tedavisinin yanında sıklıkla hiperbarik oksijen tedavisi
(HBOT) de uygulanmaktadır. Ancak, bu tedavinin sonunda, çoğunlukla işitme geri gelse de bazen
kulak çınlamasının devam etmesi, bu hastalarda koklear kan akımını etkileyen başka faktörlerin
olabileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmada, AİK sendromu ile kan akımı faktörlerinin
ilişkisini araştırmak amacı ile bu hastaların hemoreolojik parametreleri incelenmiştir.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 14 AİK hastası (yaş: 49.3 ± 12.5) ve diğer bölümlerden 15
normal işitmeli gönüllü (yaş: 46.8 ± 11.1) katılmıştır. Kan ve plazma viskoziteleri, koni / düzlem
viskozimetresi (Wells-Brookfield) kullanılarak ölçülmüştür. Eritrosit deformabilite (ED) ve
agregasyon (EA) parametreleri ise lazer uyumlu bir Ektasitometre (LO®RCA, Mechatronics)
ile ölçülmüştür. İstatistiksel analizler, Student-t ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak
yapılmıştır.
Bulgular: İki grup arasında yapılan analizlerde, agregasyon sonuçları arasındaki farklar (hasta/
kontrol) plazmada: amplitüd [AMP (au)]: 25.49/28.38 (p<0.01); agregasyon indeksi [AI (%)]:
72.38/66.36 (p<0.005) ve yarı süre [t½ (s)]: 1.6/2.08 (p<0.003), dekstran 70 solüsyonunda ise
AMP: 40.11/46.92 (p<0.002) istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Viskozite (kan ve plazma)
ve deformabilite parametrelerinde ise anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Sonuç: Verilerimiz, eritrosit agregasyonundaki olumsuz değişikliklerin, mikrodolaşım yolu ile
ani işitme kaybının fizyopatolojisine önemli düzeyde katkı yaptığını düşündürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Ani işitme kaybı, Kan viskozitesi, Plazma viskozitesi, Eritrosit
deformabilitesi, Eritrosit agregasyonu
1İstanbul Aydın Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı
2Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı
3İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Anabilim Dalı
Yazışma adresi: Dr. Mukaddes SİNAN, İstanbul Aydın Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı,
Küçükçekmece/İstanbul, Türkiye. Tel: +905369382232, E-mail: mukaddessinan@aydin.edu.tr,
ORCID ID:0000-0002-7511-4737.
Geliş Tarihi: 09 Mart 2020 Kabul Tarihi: 17 Mart 2020
Özgün Araştırma - Original Article
Ani İşitme Kaybı (AİK) Hastalarının Hemoreolojik Parametrelerinin İncelenmesi
26
Investigation of Hemorheological Parameters of
Sudden Sensorineural Hearing Loss (SSHL) Patients
Abstract
Objective: Although there is not enough information about the pathophysiology of sudden hearing loss
(SSHL) several publications have reported factors such as reduction in the cochlear blood flw and decreased
oxygenation in perilymph for SSHL syndrome. Therefore, hyperbaric oxygen therapy accompanies drug
therapy in these patients. The hearing is usually recovered by the end of this treatment, but sometimes the
continuation of the tinnitus suggests that there may be other factors inflencing the cochlear blood flw. In
this study, the relationship between this syndrome and hemorheological parameters have been investigated
in patients with sudden hearing loss.
Materials and methods: Fourteen patients with SSHL (age: 49.3±12.5) and fifteen controls (age: 46.8±11.1)
participated in the study. Whole blood and plasma viscosity were measured using acone/plate viscometer
(Wells-Brookfield). Erythrocyte deformability (ED) and aggregation (EA) indices were measured using
alaser diffaction Ektacytometer (LO®RCA). Student-t test and Mann-Whitney U tests were performed for
the statistical analysis of the data.
Results: Our findings showed that there were significant diffrences between patients and controls in terms
of aggregation parameters (In plasma: amplitude [AMP (au)]: 25.49/28.38, p<0.01; aggregation index [AI
(%)]: 72.38/66.36; p<0.005 and half time [t½ (s)]: 1.6/2.08; p<0.003. In dextran solution: AMP: 40.11/46.92;
p<0.002; as patients/controls). There were no significant diffrences in viscosity (blood and plasma) and
deformability parameters.
Conclusion: Our data suggest that the changes in aggregation indices, which affct microcirculation, may
contribute negatively on the physiopathology of SSHL.
Keywords: Sudden hearing loss syndrome, Whole blood viscosity, Plasma viscosity, Erythrocte
deformability, Erythrocyte aggregation
Giriş
Ani işitme kaybı (AİK), çoğunlukla üç gün içinde
belli bir nedene bağlı olmadan meydana gelen ve
odyogramda birbirini takip eden en az üç frekansta
30 desibelden daha fazla bir kayıpla ortaya çıkan
tipte işitme kaybı olarak tanımlanır. Yıllık AİK
görülme sıklığının 100.000 kişi başına 5-20 hasta
olduğu tahmin edilmektedir. AİK’nin etiyolojisi
henüz tanımlanmamakla birlikte AİK’ye neden olan
çeşitli faktörler ileri sürülmektedir. Bu faktörler
arasında, çok sayıda yayınla desteklenen viral
enfeksiyon, otoimmün hastalık ve vasküler bozukluk
vardır. Son yıllarda AİK’de yaygın olarak kabul
edilen en önemli faktör, vasküler mikrodolaşım
bozukluğudur. Koklear arter bir uç arterdir ve
beslenme konusunda kollateral damarlardan yardım
almaz. Bu nedenle, koklear fonksiyon vasküler
hasarlara duyarlıdır. Bu hasarlar arasından koklear
vasküler tıkanıklık ve kan akımı azalması, koklear
fonksiyonu değiştiren olası mekanizmalar olarak
kabul edilmiştir ve koklear mikrodamarlardaki
değişiklikler ile ilişkilidir (1, 2). Deneysel hayvan
modelli çalışmalarda da, iç kulakta vasküler
tıkanıklık oluşturulduğunda meydana gelen koklear
değişikliklerin histopatolojik olarak gösterilmesi
(3), koklear kan akımının bozulmasının, işitsel
yanıtta önemli bir kayıp ile sonuçlandığını
göstermiştir (1, 2).
AİK’nin tedavisinde hastalığın olası nedenlerine
yönelik kortikosteroidler, vazodilatörler,
antikoagülanlar, vitaminler, histamin tedavisi,
antiviral ajanlar kullanılmakta ve bunların
yanında hiperbarik oksijen tedavisi (HBOT)
uygulanmaktadır. Günümüzde steroid ile HBOT’nin
kombine tedavisi en çok uygulanan tedavi
yöntemidir (4). Tedavide kullanılan bu yöntemler
oksijenlenmeyi arttırmaya, mikrodolaşımı
düzeltmeye, ödemi azaltmaya ve otoimmün hasarı
baskılamaya yöneliktir (5).
Mukaddes SİNAN ve Ark.
Tıp Fakültesi Klinikleri Cilt 3 • Sayı 1 • Mart 2020 (25-33) 27
Hemoreoloji, kan akımı ile eritrosit deformabilitesi
(ED) ve agregasyonu (EA) gibi kan hücrelerinin
ve plazmanın damar içindeki davranışını inceleyen
bir bilimdir (6). Kan akımı, doku perfüzyonunun
korunmasında önemli bir rol oynar (7). Birçok
klinik çalışmada, kan akışkanlığı ile kan dolaşımını
da içeren çeşitli hastalıkların şiddeti arasındaki
ilişki doğrulanmıştır. Çeşitli patolojik koşullarda,
azalmış eritrosit deformabilitesi ve artmış eritrosit
agregasyonu gibi akış davranışındaki değişikliklerin
yanı sıra, plazma ve kan viskozitesinde de artışlar
gösterilmiştir (8-11). Bazı çalışmalar hemoreolojik
değişikliklerin koklear vasküler tıkanıklık ile
ilişkili olabileceğini rapor etmiştir (2, 12, 13). Kan
hücrelerinde ve plazma proteinlerinde meydana
gelen değişikliklere bağlı oluşan bu hemoreolojik
değişiklikler, özellikle mikrovasküler bölgede,
rulo oluşumu yoluyla kan akışının yavaşlamasına
neden olabilecek bir hiperviskoziteye yol açar
(2, 14, 15). Diğer yandan, AİK hastalarında tam
kan viskozitesinde artma ve ED’de azalma gibi
hemoreolojik değişiklikler de bildirilmiştir (2, 16,
17).
Bu bilgilerin ışığında, biz de çalışmamızda AİK
olan hastalarda, bu sendrom ile mikrodolaşımda
önemli bir rolü olan hemoreolojik parametrelerin
ilişkisini araştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem
Çalışmaya Katılan Hastalar ve Kan Alınması
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik
Kurulu’ndan 2016 tarih 371 sayı ile onay alındıktan
sonra çalışmaya, İstanbul Üniversitesi, İstanbul
Tıp Fakültesi, Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp
Anabilim Dalı Polikliniği’ne, HBOT için başvuran
14 AİK hastası ve 15 normal işitmeli gönüllü katıldı.
Hastalara, çalışma ile ilgili yazılı ve sözlü bilgi
verildikten sonra, çalışmaya katılmayı kabul eden
hastalardan yazılı onam formu alındı. Çalışmaya
katılan deneklerden hemoreolojik testler için 10 mL
etilendiamintetraasetik asitli (EDTA) tüplere venöz
kan alındı.
Hemoreolojik Parametrelerin Ölçülmesi
1) Hematokrit (Hct) Tayini
Hct tayini için mikrohematokrit metodu uygulandı.
Deneklerden alınan kandan, heparinli Hct kapiller
tüpünün bir ucundan 2/3’sine kadar kan çekildi.
Diğer ucu Hct macunu ile kapatıldıktan sonra 9000
rpm’de 4 dk santrifüj edildi (Elektromag M19).
Hematokrit cetveli ile %Hct ölçüldü.
Doğal hematokriti ölçülmüş kan örneklerinden
doğal kan viskozitesi ölçümü için 0.5 mL kan
ayrıldıktan sonra geri kalan kan örnekleri, 3000
rpm’de 10 dk santrifüj edildi (Nüve-NF 1215). Hct,
başlangıç değerlerine göre, plazma ekleyerek ya da
çıkarılarak %45 olarak ayarlandı. 0.5 mL plazma
ise plazma viskozitesi ölçümü için ayrıldı.
2) Kan ve Plazma Viskozitesi Ölçümü
Kan ve plazma viskozitesi ölçümü, koni / düzlem
viskozimetresi (Wells-Brookfield, cone / plate
viscometer) kullanılarak 37°C’de yapıldı. Doğal
kan viskozitesi ölçümü için ayrılan ve Hct’si
%45’e ayarlanmış (düzeltilmiş) 0.5 mL kan,
viskozimetrenin haznesine konularak 8 farklı kayma
hızında (75, 150, 185, 300, 375, 750, 1350 ve 1500
s-1) kan viskoziteleri ölçüldü. Plazma viskozitesi ise
0.5 mL plazma kullanılarak, 300 s-1 uygulanarak
ölçüldü (18).
3) Eritrosit Deformabilitesi Ölçümü
Eritrosit deformabilitesi ölçümleri, Koç Üniversitesi
Tıp Fakültesi’nde Hemoreoloji Laboratuvarı’nda
Ektasitometre (LO®RCA Ectacytometer,
RR Mechatronics, Hoorn, The Netherlands)
kullanılarak 37ºC’de yapıldı. LORCA’nın standart
kullanım metodu, daha önce Hardeman ve ark.
tarafından tanımlanan metoda göre uygulandı (19).
Buna göre, Hct’si plazma ile %45’e ayarlanmış
25 μL kan, viskozitesi 29.7 mPa. sn olan 5 mL’lik
polivinilpirolidon (PVP) solüsyonuna (Sigma PVP-
360, RR Mechatronics, Hoorn, The Netherlands)
eklenerek karıştırıldı. Bu karışımdan alınan 1.5 mL
kan süspansiyonu, aralarında 0.3 mm boşluk olan
iki cam silindirden oluşan bir sisteme yerleştirildi.
Bu sistemin çalışma prensibine göre, iç kısımdaki
sabit silindirin içinde yer alan lazer kaynağından
çıkan ışın, eritrosit süspansiyonuna ulaşır. Bir ekran
üzerine yansıyan difraksiyon paterni de (lazer ışığın
hücreler üzerine yansımasıyla elde edilen şekil),
süspansiyondaki eritrositlerin şekil değişikliğini
yansıtır. Cam silindirlerden dış kısımda olanı
çeşitli hızlarla döner ve böylece araya konulan kan,
Ani İşitme Kaybı (AİK) Hastalarının Hemoreolojik Parametrelerinin İncelenmesi
28
Tablo 1. Hasta ve Kontrol Gruplarının %Hct ve Plazma Viskozitesi Değerleri
Hasta Grubu (n=14) Kontrol Grubu (n=15) p
%Hct 43.84 ± 2.65 41.42 ± 6.11 0.252
Plazma Viskozitesi (cP) 1.63 ± 0.10 1.6 ± 0.089 0.289
Hct: Hematokrit, cP: Centipoise.
farklı kayma kuvvetlerinin etkisi altında bırakılır.
Artan kayma kuvvetlerine paralel olarak bu patern,
dairesel bir formdan elipsoid bir forma dönüşür. Bu
değişim oranı elongasyon indeksi [eritrosit uzama
derecesi değerleri, (EI)] olarak değerlendirilir.
Bizim çalışmamızda da, elongasyon indeksi 0.3-
50 pascal (Pa) arasında otomatik olarak değişen
10 değişik kayma kuvvetinde (shear stress - SS)
ölçülerek değerlendirildi (19).
4) Eritrosit Agregasyonu Ölçümü
Eritrosit agregasyonu, yine LORCA ile ancak farklı
bir sistem düzenlemesi ile ölçüldü. Bu sistemde,
ışığın zamanla geri yansıma yoğunluğundaki
(lsc) değişimi değerlendirilir ve sylectogram
olarak adlandırılan bir grafik çizilir. Bu ölçüm
esnasında, agregasyon parametreleri olarak, AMP;
agregasyonun genliği, t½; tam agregasyonun yarısı
kadar agregasyonun meydana geldiği süreyi ve AI;
agregasyonun kinetiğini ifade etmektedir (19, 20).
Agregasyon ölçümleri için, santrifüj edilip
plazmasından ayrılmış ve buff coat tabakası
çıkarılmış eritrosit paketinden farklı iki kan
süspansiyonu hazırlandı:
1- Önceden ayrılmış kendi plazması ile (otolog
plazma) %45 Hct’ye ayarlanmış eritrosit
süspansiyonu.
2- Yüksek moleküler ağırlıklı ve fibriller yapıdaki
bir biyomolekül olan dekstran [izotonik %3
konsantrasyonlu dekstran 70 (Mol ağırlığı: 70.000)]
kullanılarak hazırlanan yine %45 Hct oranında
eritrosit süspansiyonu.
Plazma süspansiyonundan 1.5 mL alınarak LORCA
cihazındaki ölçüm haznesine yerleştirildi ve
37ºC’de ölçüm yapıldı. Ardından ölçüm dekstran
70 süspansiyonu için tekrarlandı.
Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde SPSS
21.0 paket programı kullanıldı. Veriler ortalama
± standart sapma (ort ± ss) ile verildi. Verilerin
normalliği Shapiro-Wilks testi kullanılarak
test edildikten sonra normal dağılım gösteren
verilere Student’s t-test (t-testi), normal dağılım
göstermeyen veriler için ise Mann Whitney-U
analizleri kullanıldı. Anlamlılık düzeyi p≤0.05
olarak kabul edildi.
Bulgular
AİK hastalarının yaşları: 49.3 ± 12.5 ve 19 normal
işitmeli sağlıklı gönüllülerin yaşları ise 46.8 ± 11.1
olarak bulundu. Gruplar istatistiksel olarak uyumlu
idi.
Hasta ve kontrol grupları arasında yapılan
istatistiksel analiz sonucunda %Hct ve plazma
viskozitesi değerlerinde anlamlı bir fark görülmedi
(Tablo 1).
Hasta ve kontrol gruplarının 8 farklı kayma
hızında, doğal kan viskozitesi ve %45’e ayarlanan
düzeltilmiş kan viskozitesi ölçüm değerleri Tablo
2’de gösterildi. Sonuçların istatistiksel olarak
karşılaştırılmasında AİK ve normal işitmeli grup
arasında anlamlı bir fark görülmedi.
Mukaddes SİNAN ve Ark.
Tıp Fakültesi Klinikleri Cilt 3 • Sayı 1 • Mart 2020 (25-33) 29
Tablo 2. Hasta ve Kontrol Gruplarının Doğal Kan Viskozitesi ve Düzeltilmiş Kan Viskozitesi Değerleri
Kayma
Hızı
Hasta Grubu Kontrol Grubu
Doğal Kan p
Viskozitesi (cP)
Düzeltilmiş Kan
Viskozitesi
(cP)
Doğal Kan
Viskozitesi
(cP)
Düzeltilmiş Kan
Viskozitesi (cP)
75 s-1 6.01 ± 0.86 6.60 ± 0.73 6.14 ± 0.78 6.42 ± 0.52 p1= 0.559
p2= 0.596
150 s-1 5.24 ± 0.78 5.67 ± 0.78 5.40 ± 0.73 5.57 ± 0.50 p1= 0.511
p2= 0.884
185 s-1 4.92 ± 0.73 5.28 ± 0.59 5.13 ± 0.59 5.27 ± 0.43 p1= 0.315
p2= 0.942
300 s-1 4.57 ± 0.70 4.88 ± 0.46 4.80 ± 0.54 4.94 ± 0.35 p1= 0.290
p2= 0.676
375 s-1 4.43 ± 0.69 4.68 ± 0.43 4.63 ± 0.54 4.77 ± 0.35 p1= 0.266
p2= 0.443
750 s-1 4.02 ± 0.58 4.27 ± 0.36 4.20 ± 0.50 4.32 ± 0.34 p1= 0.382
p2= 0.743
1350 s-1 3.78 ± 0.54 4.01 ± 0.33 3.98 ± 0.49 4.08 ± 0.34 p1= 0.316
p2= 0.771
1500 s-1 3.73 ± 0.54 3.96 ± 0.33 3.94 ± 0.49 4.04 ± 0.34 p1= 0.321
p2= 0.702
Değerler ortalama ± standart sapma olarak
verilmiştir. s-1= Resiprok sn, cP: Centipois, p1:
Hasta ve kontrol gruplarının doğal kan viskozitesi,
p2: Hasta ve kontrol gruplarının düzeltilmiş kan
viskozitesi. Anlamlılık sınırı p≤0.05 olarak kabul
edilmiştir.
10 farklı SS uygulanarak ölçülen EI değerleri
Tablo 3’de gösterildi. Tablo 3’de görüldüğü gibi,
hasta ve kontrol gruplarına ait EI değerlerinin
istatistiksel olarak karşılaştırılmasında anlamlı bir
fark görülmedi.
Hasta ve kontrol gruplarının otolog plazma ve
dekstran 70 solüsyonu için eritrosit agregasyon
parametreleri Tablo 4’de gösterildi. İki grup
karşılaştırıldığında; otolog plazmada, AİK
hastalarının AMP ve t½ değerlerinin kontrol
grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde
düşük olduğu (sırasıyla; p<0.01, p<0.003), AI
değerinin ise yüksek olduğu (p<0.005) görüldü.
Dekstran 70 solüsyonunda ise, AİK hastalarının
AMP değerinin kontrol grubuna göre istatistiksel
olarak anlamlı şekilde düşük olduğu görülürken
(p<0.002), AI ve t½ değerlerinde anlamlı bir fark
görülemedi.
Ani İşitme Kaybı (AİK) Hastalarının Hemoreolojik Parametrelerinin İncelenmesi
30
Tablo 3. Hasta ve Kontrol Gruplarının 10 Farklı SS’de EI Değerleri
Hasta Grubu Kontrol Grubu p
0.3 Pa
0.53 Pa
0.94 Pa
1.65 Pa
2.91 Pa
5.15 Pa
9.09 Pa
16.04 Pa
28.32 Pa
50 Pa
0.0359 ± 0.0442
0.0889 ± 0.0228
0.1622 ± 0.0272
0.2545 ± 0.0314
0.3547 ± 0.0315
0.4428 ± 0.0317
0.5102 ± 0.0264
0.5570 ± 0.0207
0.5900 ± 0.0150
0.6144 ± 0.0100
0.0194 ± 0.0115
0.0760 ± 0.0183
0.1493 ± 0.0210
0.2363 ± 0.0222
0.3398 ± 0.0186
0.4305 ± 0.0158
0.5063 ± 0.0127
0.5594 ± 0.0108
0.5957 ± 0.0077
0.6186 ± 0.0051
0.264
0.187
0.361
0.201
0.194
0.248
0.598
0.839
0.503
0.231
Değerler ortalama ± standart sapma olarak verilmiştir. EI: Elongasyon indeksi, Pa: Pascal.
Tablo 4. Otolog Plazma ve Dekstran 70 için Hasta ve Kontrol Gruplarının AMP, AI ve t½ Değerleri
Hasta Grubu Kontrol Grubu
p
Plazma Dekstran 70 Plazma Dekstran 70
AMP (au)
AI (%)
t½ (s)
25.49 ± 3.86
72.38 ± 9.07
1.6 ± 1.01
40.11 ± 6.99
68.93 ± 4.19
1.82 ± 0.40
28.38 ± 1.82
66.36 ± 6.77
2.08 ± 0.74
46.92 ± 2.47
69.76 ± 2.06
1.68 ± 0.19
p1<0.01
p2<0.002
p1<0.005
p2=0.942
p1<0.003
p2=0.542
Değerler ortalama±standart sapma olarak
verilmiştir. AMP: Agregasyonun genişliği, AI:
Agregasyon indeksi ve t½ : Max. agregasyonun
yarısı için gerekli süre. p1: Hasta ve kontrol
gruplarının otolog plazmada, p2: Hasta ve kontrol
gruplarının dekstran 70 solüsyonunda.
Tartışma
AİK’ye neden olan mekanizma henüz
tanımlanmamış olmakla birlikte yapılan bir
çalışmada, koklear mikrodolaşımda azalma olduğu
ileri sürülmüştür (2). Kokleanın normal fonksiyonu,
hem hücre içi hem de hücre dışı ortama, özellikle
de koklear mikrodolaşıma dayalıdır. Koklear arter,
bir uç arterdir ve beslenme konusunda kollateral
damarlardan yardım almaz. Bu nedenle, koklear
mikrodolaşım, kan akımının azalmasına ve
vasküler oklüzyonlara karşı son derece hassastır
(1,21). Hemoreolojik parametreler, mikrodolaşımın
korunmasında ve düzenlenmesinde önemli bir rol
oynar. Kan hücreleri ve plazma bileşenlerindeki
değişikliklere bağlı oluşan hemoreolojik
Mukaddes SİNAN ve Ark.
Tıp Fakültesi Klinikleri Cilt 3 • Sayı 1 • Mart 2020 (25-33) 31
değişiklikler, kan akımını yavaşlatabilecek ve
rulo oluşumu yoluyla oklüziv hastalık gelişimini
kolaylaştırabilecek hiperviskoziteye yol açar.
Kan viskozitesinin düşük olması durumunda
mikrodolaşımda iyileşme görülürken, EA artışı
mikrodolaşımın bozulmasına neden olur (22). Bu
çalışmada, AİK’nin olası nedenlerinden birinin
vasküler mikrodolaşım bozukluğu olmasından yola
çıkarak bir grup AİK hastasını hemoreolojik açıdan
analiz ettik.
Kan viskozitesi hemoreolojik parametreleri
oluşturan en önemli faktörlerden biri olmakla
birlikte Hct, plazma içeriği ve kan hücrelerinin
reolojik özelliklerinden etkilenmektedir.
Çalışmamızda denek gruplarının kan viskoziteleri,
hem doğal Hct değerinde hem de Hct farklılıklarının
kan viskozitesi üzerine etkisini ortadan kaldırmak
için, Hct değerleri literatüre uygun olarak %45’e
ayarlandıktan sonra “düzeltilmiş kan viskozitesi”
olarak ölçüldü (23). Sonuçlarımıza göre, 8
farklı kayma hızı değerinde, hem doğal hem de
düzeltilmiş kan viskozitesi ölçümleri sonucunda
hasta ve kontrol grupları arasında anlamlı bir fark
görülmedi. Bulgularımızın; çeşitli yayınlarda,
AİK olan kişilerde kan viskozitesinin yüksek
olduğunu gösteren çalışmaların bulguları ile
uyumsuzluk gösterdiği görülmektedir (1, 2, 16,
24). Bu çalışmalarda; yükselmiş kan viskozitesi
ve mikrodolaşımın engellenmesinin, koklear
hasar oluşumunun bir sonucu olarak işitme
kaybına neden olan bir reolojik değişiklik ile
ilişkili olduğu düşünülmüştür (25). Çalışmamızda
yapılan Hct ölçümleri sonucunda hasta ve kontrol
grupları arasında anlamlı bir fark görülememiştir.
Çalışmamızda saptamış olduğumuz bu sonuç,
literatürde; Mannini ve ark’nın, 63 AİK
hastasında Hct değerini kontrol grubuna göre
yüksek (2), buna zıt olarak, Yasan ve ark’nın,
147 AİK hastasında Hct değerini kontrol
grubuna göre düşük (26) buldukları çalışma
sonuçlarıyla uyumsuzluk göstermektedir. Bir
vücut stres altındayken, norepinefrin, epinefrin ve
katekolamin salgılanmasının yanı sıra Hct ve kan
viskozitesi de önemli ölçüde artar. Nöroendokrin
faktörler, doğrudan veya dolaylı olarak,
eritrositlerin yüzey yükü dağılımını değiştirebilir
ve kan viskozitesini artırabilir. Bu durum, koklear
mikrodolaşımın bozulmasına neden olur (1).
Yukarıda bahsettiğimiz gibi; kan viskozitesi,
plazma viskozitesindeki değişikliklerden de
etkilenmektedir (23). Çalışmamızda hasta ve
kontrol grubunun plazma viskozitesi ölçüm
değerleri arasında anlamlı bir fark görülmemiştir.
Çalışmamızda saptamış olduğumuz bu sonuçlar,
literatürde AİK hastalarının plazma viskozitesinin
kontrol grubuna göre yüksek olduğunu gösteren
sonuçlar ile de uyumlu bulunmamıştır (1, 2, 16,
27).
ED, dolaşımın normal olarak devamı için
son derece önemlidir. Koklea, terminal bir
kapillerlerle dolu doku tabakası ile donatılmıştır
ve iskemik bölgelerde kan akışını yeniden
sağlayabilecek kolateral damarları oluşturamaz.
Ayrıca, koklear hücreler özellikle kan akımının
azalmasına karşı duyarlıdır ve bu alanda oluşan
tıkanıklıklar koklear iskemiye yol açabilir. ED’nin
azalması, mikrodolaşımı bozar (24). AİK de,
ED ile ilişkilendirilmiş ve daha önceden yapılan
çalışmalarda, AİK hastalarında kontrol grubuna
göre ED’nde azalma gösterilmiştir (2, 17, 24, 25).
Bu azalmanın, koklear mikrovasküler bölgede kan
akımını azaltarak AİK patofizyolojisine yol açtığı
düşünülmektedir (2). Ancak bizim çalışmamızda,
10 farklı SS uygulanarak yapılan ED ölçümleri
sonucunda, hasta ve kontrol grupları arasında
anlamlı bir fark görülmedi.
Eritrosit agregasyonu; eritrositlerin geçici olarak
birbirine bağlanarak kümeler oluşturmasıdır.
Suckfüll ve ark. tarafından, 53 AİK hastası ile
yapılan bir çalışmada eritrosit agregasyonunun
kontrol grubundan yüksek olduğu gösterilmiştir
(27). Yüksek kayma hızlarında eritrositler serbest
parçacıklar olarak hareket eder ve kan viskozitesi esas
olarak; eritrosit konsantrasyonu, plazma viskozitesi
ve eritrosit deformabilitesi ile belirlenirken, düşük
kayma hızlarında eritrositler rulo oluşturduğundan
ağırlıklı olarak eritrosit konsantrasyonu ve
agregasyon özellikleri ile belirlenir (2, 22).
Bununla birlikte, çeşitli çalışmalarda düşük kayma
hızı uygulanarak yapılan kan viskozitesi ölçümü
sonrasında AİK hastalarının kan viskozitesinin
kontrol grubundan yüksek olduğunun görülmesi,
eritrosit agregasyonunun da yüksek olduğunun bir
Ani İşitme Kaybı (AİK) Hastalarının Hemoreolojik Parametrelerinin İncelenmesi
32
göstergesidir (1, 2). Bizim çalışmamızda, hasta
ve kontrol gruplarının otolog plazma ile yapılan
eritrosit agregasyon ölçümlerinde, AİK hastalarının
AMP ve t½ değerlerinin kontrol grubuna göre düşük
olduğu, AI değerinin ise yüksek olduğu görüldü.
Dekstran 70 solüsyonunda ise, AİK hastalarının
AMP değerinin kontrol grubuna göre düşük olduğu
görülürken, diğer parametrelerde anlamlı bir fark
görülmedi. AMP ve AI değerinin artması ile t½
değerinin azalması; eritrosit agregasyonunda artma
olduğunun göstergesi olarak kabul edilmektedir
(20).
Sonuç
Bu bulgular bize, eritrosit agregasyonundaki
olumsuz değişikliklerin, mikrodolaşım yolu ile
ani işitme kaybının fizyopatolojisine önemli
düzeyde katkı yaptığını düşündürmektedir. AİK
olan hastalarda kontrol grubuna göre, AI değerinin
yüksek, t½ değerinin düşük görülmesinden dolayı
eritrositlerin agregasyon eğiliminin yüksek olması,
bu sendromun, ileride bu hastalarda, enfarktüs gibi
ciddi komplikasyonları meydana getirebileceğinin
göstergesi olabileceğini ve bu hastaların
kardiyovasküler kontrol altında tutulmalarının
önlem olarak gerekli olduğunu düşünmekteyiz. Bu
konuda çalışmalarımız devam etmektedir.
KAYNAKLAR
1. Lu YY, Jin Z, Tong BS et al. A clinical study of
microcirculatory disturbance in Chinese patients with
sudden deafness. Acta Otolaryngol 2008; 128(11):
1168-72. doi: 10.1080/00016480801901626.
2. Mannini L, Paniccia R, Cecchi E et al. Reduced
erythrocyte deformability and hypercoagulability in
idiopathic sudden sensorineural hearing loss. Clin
Hemorheol Microcirc 2005; 33(1): 47-55.
3. Scheibe F, Hauptand H, Baumgartl H. Effcts of
experimental cochlear thrombosis on oxygenation
and auditory function of the inner ear. Eur Arch
Otorhinolaryngol 1997; 254: 91-94.
4. Fujimura T, Suzuki H, Shiomori T et al.
Hyperbaric oxygen and steroid therapy for
idiopathic sudden sensorineural hearing loss. Eur
Arch Otorhinolaryngol 2007; 264(8): 861-866.
5. Koç C. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ve Baş
Boyun Cerrahisi. 2. Baskı Ankara: Güneş Kitapevi;
2013. s.193-201.
6. Baskurt OK, Meiselman HJ. Blood rheology
and hemodynamics. Semin Thromb Hemost 2003;
29(5): 435-450.
7. Holsworth RE Jr, Cho YI, Weidman JJ et
al. Cardiovascular benefits of phlebotomy:
Relationship to changes in hemorheological
variables, Perfusion 2014; 29(2): 102-116.
8. Ugurlu E, Kilic-Toprak E, Can I et al. Impaired
hemorheology in exacerbations of COPD. Can Respir
J 2017; 1286263. doi: 10.1155/2017/1286263.
9. Preibsch H, Keymel S, Kelm M et al.
Comparison of the simple red blood cell
adhesiveness/aggregation test with the laserassisted optical rotational cell analyzer: Red
blood cell aggregation in patients with coronary
artery disease and a healthy control group. Clin
Hemorheol Microcirc 2017; 65(4): 363-371. doi:
10.3233/CH-16201.
10. Tikhomirova I, Petrochenko E, Muravyov A et al.
Microcirculation and blood rheology abnormalities
in chronic heart failure. Clin Hemorheol Microcirc
2017; 65(4): 383-391. doi: 10.3233/CH-16206.
11. Biro K, Sandor B, Kovacs D et al. Lower
limb ischemia and microrheological alterations in
patients with diabetic retinopathy. Clin Hemorheol
Microcirc 2018; 69(1-2): 23-35. doi: 10.3233/CH-
189103.
12. Lalanne MC, Doutremepuich C, Boj F et al.
Some hemostatic and hemorheological disorders in
auditory and vestibular impairments. Thromb Res
1992; 66: 787-791.
13. Browning GG, Gatehouse S, Lowe GDO.
Blood viscosity as a factor in sensorineural hearing
impairment. Lancet 1 1986; 121-123.
14. Chien S, Usami S, Taylor HM et al. Effcts of
hematocrit and plasma proteins on human blood
rheology at low shear rates. J Appl Physiol 1966;
21: 81-87.
15. Schmid-Schönbein H, Gallasch G, Volger
E et al. Microrheology and protein chemistry of
pathological red cell aggregation (blood sludge)
studied in vitro. Biorheology 1973;10: 213-227.
16. Ohinata Y, Makimoto K, Kawakami M et al.
Blood viscosity and plasma viscosity in patients
with sudden deafness. Acta Otolaryngol 1994; 114:
601-607.
17. Ciufftti G, Scardazza A, Serafii G et al.
Whole-blood fiterability in sudden deafness.
Laryngoscope 1992; 101: 65-67.
18. More solutions to sticky problems: A guide to
getting more from your Brookfield Viscometer &
Rheometer, Brookfield Engineering Laboratories,
Inc., Milddleborough, Massachusetts, USA 2003.
19. Hardeman MR, Goedhart PT, Dobbe JGG et
al. Laser assisted optical rotational cell analyzer
(LORCA): A new instrument for measurement of
various structural hemorheological parameters.
Clin Hemorheol Microcirc 1994; 14: 605-618.
20. Hardeman MR, Dobbe JGG, Ince C. The laserassisted optical rotational cell analyzer (LORCA)
as red blood cell aggregometer. Clin Hemorheol
Microcirc 2001; 25: 1-11.
21. Seidman MD, Quirk WS, Shirwany NA.
Mechanisms of alterations in the microcirculation
of the cochlea. Ann N Y Acad Sci 1999; 884: 22632.
22. Mannini L, Cecchi E, Fatini C et al. Clinical
haemorheology and microcirculation. Ann Ist
Super Sanita 2007; 43(2): 144-155.
23. Lowe GDO, Barbenel JC. Plasma and blood
viscosity. Lowe GDO, editors. In: Clinical Blood
Rheology, Boca Raton: CRC Press; 1988. p. 11-44.
24. Becatti M, Marcucci R, Mannucci A et al.
Erythrocyte membrane flidity alterations in sudden
sensorineural hearing loss patients: The role of
oxidative stress. Thromb Haemost 2017; 117(12):
2334-2345. doi: 10.1160/TH17-05-0356.
25. García-Callejo FJ, Marco-Algarra J, Pla-Gil I et
al. Pathologic erythrocyte deformability in patients
with sudden sensorineural hearing loss. Acta
Otorrinolaringol Esp 2012; 63(4): 249-257.
26. Yasan H, Tüz M, Yariktaş M et al. The
significance of routine laboratory parameters in
patients with sudden sensorineural hearing loss.
Indian J Otolaryngol Head Neck Surg 2013;
65(Suppl 3): 553-556. doi: 10.1007/s12070-012-
0480-2.
27. Suckfüll M, Wimmer C, Reichel O et al.
Hyperfibrinogenemia as a risk factor for sudden
hearing loss. Otol Neurotol 2002; 23(3): 309-311.