BİN YILLIK HÜZÜN: İNSANIN DÜŞÜNME SERÜVENİ ÜSTÜNE BİR YORUM

İnsan ile düşünce arasındaki ilişki nasıl ele alınabilir? Bu soru düşünce tarihi boyunca fenomen, idea ve benzeri kavramlarla tanımlanan “dünya”lar konu edinilerek açıklanmıştır. Oysa düşünce, “iç tarihi” yazılabilecek olan, bitmemiş bir hareket, bir oluşum, bir yaşamdır. Bu yaşam, “üç dünya” ile ilgilidir. Düşünce Öyle Olan Dünya ile temas edince onu Anlam Dünyası içine alır, kendisi de anlam dünyasında yaşanır. Anlam dünyasındaki düşüncenin soyutlanarak kavramsallaştırılması sonucunda Düşüncenin Özerk Dünyası oluşur. Bu üç dünya arasındaki ilişki, özellikle de öncelik sonralık ilişkisi, insanın kendisini nerede görmek istediğiyle ilgilidir ve bu yazının konusu değildir. Bu yazı, bu “üç dünya” ile ilişkili olarak düşünceyi, düşünme etkinliğini konu edinen bir “kısa film” olarak düşünülebilir.

ONE THOUSAND YEARS OF SORROW: A COMMENT ON THE JOURNEY OF HUMAN’S THOUGHT

How do we approach interrelation between human and thought. This question is circumstantiated through all the history of thought by consult “world”s, are exlpained “idea”, “phenomenon”, and etc. But idea is an ongoing motion, a being, and a life which has identifiable its “interior history”. This life is relevant “three worlds”. When idea contact World of Objective Reality (pre-idea world) include it in Semantic World, and itself is lived in second. Autonomous World of Thogut come into existence by abstract and conceptualize the thought in semantic world. Relations between these three worlds, especially temporality relations, are closely related to personal problems that we don’t discuss these. We assume this article a “short film” about thought, act of thought that show regard to relations between the three worlds.