Eskiçağ Tarih Yazıcılığında Herodotos’un Yeri ve Önemi

Eskiçağ yazarlarının çoğu Herodotos’un objektif tarih yazmadığı ve eserinin büyük bir bölümünü kulağa hoş gelen ve cana yakın bir uslüpla yazılan gerçek dışı hikayelerden derlediği konusundaki görüşlerini yüzyıllar boyunca devam ettirdiler. Bu görüş modern yazarlar tarafından da benimsendi. Ancak, Herodotos’a yönelik uzun süreden beri devam eden bu tür akademik eleştirilerin temelinin onun eserindeki kusurlardan kaynaklanma ihtimali zayıflamaktadır. Bunun nedeninin daha çok Thukydides’in Herodotos’un rasyonel olmayan sözlü geleneğini eleştirmesiyle başladığı ve daha sonraki yazarlar tarafından Herodotos’un metoduna karşı bu önyargılı benzer eleştirilere yüzyıllar boyunca dozu artırılarak devam edildiği görülmektedir. Aslında Herodotos sözlü geleneği kullanmada rasyonel bir yaklaşım sergilemektedir. Eserinde kullandığı doğruluğu ispatlanması mümkün olmayan değişik sözlü geleneklerle ilgili yorum yapmaktan sakınmakta ve başkalarının ağzmdan konuşarak sadece işittiklerini aktardığını sıkça belirtmektedir. Zaman zaman gerçek dışı olduğu bariz .olan bazı hikayeleri doğrudan reddetmektedir. Hatta daha da ileri giderek belli konudaki farklı görüşleri bildirerek bazen onları kuşkulu, tezat dolu bulmakta ve zaman zaman delillerle destekleyerek kendi çözümünü ortaya koymaya çabalamaktadır. Herodotos genelde kullandığı sözlü kaynakların eleştiriye açık olduğunun bilincinde olduğundan, tapınaklardaki yazılı belgelerden de yararlanarak özellikle kendisinin de gezip gördüğü ve tarihsel bir gerçek olarak kabul ettiği Aigyptos (Mısır) geleneğinin güvenilirliğini ortaya koymak için rasyonel yöntemlere başvurur. Fakat Herodotos’un kendisinden çok daha öncesinin tarihini yazması, ahlâkî mesajlar içeren kaidelere yer vermeye niyetlenmesi ve Hellas“ (Y unanistan)’ın dışında geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmek istemesi nedenleriyle sözlü anlatıma uygun olarak gerçek veya gerçek dışı olsun her türlü farklı görüş açısını etkileyici ve eğlendirici bir şekilde ortaya koyduğu görülmektedir. Ancak anlattıklarının gerçeğe ve gerçeğe dayanmayan yönlerinin olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Eserinin anlatımı geçmişten yakın zamana gelirken, özellikle ilk dört kitabından sonra daha bir doğruluk kazanmaktadır. Buradaki zorluk onun aktardığı bütün hikayeler içindeki tarihsel gerçekleri ortaya koymada yatmaktadır. Bu gerçekleri ortaya koyabilmek için onun eserini bütünüyle kavrama kabiliyeti olan bir okuyucu olmak gerekmektedir. Herodotos’un özellikle karşılaştırma yapmak için farklı kaynakları sunuşu, modem tarihçilerin eski Hellen (Yunan) tarihi ile ilgili bazı gizemlerin parçalaruıı bir araya getirmelerine yardım etmektedir. Günümüz bilim adamları Herodotos’un muhtemelen ulaşamayacağı antik metinler ve 19. yüzyıldan itibaren ortaya çıkarılan arkeolojik buluntular sayesinde ortaya çıkan yeni bilgiler ışığında onun yazdığı tarihi yeniden inceleme fırsatı bulmaktadırlar. Böylece yüzyıllar geçtikten sonra eskiçağ tarih yazıcılığında Herodotos’u ilk bakışta ciddiye almayan bakış açısından yavaş yavaş kurtulmaktalar ve onun yardımıyla tarihî yeniden keşfetme gayretlerini çoğaltmaktadırlar

___

  • Ascherson 1996, N. Ascherson, Black Sea, London.
  • Bowen 1992, A. J. Bowen, (trans. with an introduction and commentary), Plutarch, The Malice of Herodotus, Warminster.
  • Buck 1979, RJ. Buck, A History of Boiotia, University of Alberta.
  • Der Neue Pauly, “Semiramis”, Stuttgart, Weimar 2001, 378—379.
  • Develin 1985, R. Develin, “Herodotus and the Alcmaeonids”, eds by J. W. Eadie - J. Oher, The Craft of the Ancient Historian, Essays in honor of Ch. G. Starr, Ann Arbor, 125-140.
  • Ehrenberg 1968, V. Ehrenberg, From Solon to Socrates: Greek History and Civilization during the 6 th and 5 th Centuries BC, London.
  • ” Herodotos’un Skyth’lerin yaşadığı Skythia topraklarındaki ziyaretlerinin detaylarının bazıları
  • yanlış olsa da, arkeolojik buluntuların çoğunluğu *Herodotos’u doğrulamaktadır; bk., Hart,
  • 163; Ascherson 1996, 51—58. Herodotos’un Babylon’a giderken Euphrates (Fırat) nehri
  • boyundaki şehirlerin tarihi ve kültürleri hakkındaki hikayelerinde de doğruluk payı arkeolojik
  • buluntularla desteklemektedir. Örneğin modern tarihçiler tarafından balık tanrıçası olarak
  • adlandırılan ve varlığından şüphe duyulan Semirarnis’i Herodotos gerçek bir kişilik olarak
  • vermektedir. Bk., 1.184; 3.155. Son zamanlarda onun iktidarını kanıtlayan yazıtlar
  • bulunmuştur. Bk., Der Neue Pauly 2001, 378—9. Ayrıca bk., Evans 1982, 165-6. Evans 1982, Fowler 1966, Glover 1924, Graves 1981, Hart 1982, Hartog 1997, Homblower 1987,
  • How ve Wells 1912, Hunter 1982, Huxley 1962, Jacoby 1957, Kaçar 1997,
  • Lateiner 1989, Lister 1979, Lloyd 1976, Marincola 1997,
  • Momigliano 1958, Myres 1953, Ancient
  • J. Marincola, Authority and Tradition in
  • Historiography, Cambridge.
  • A. Momigliano, “The place of Herodotus in the history of
  • historiography”, History 43, 1—13.
  • J. L. Myres, Herodotus, Father of History, Oxford.
  • Rawlings 1981, H. R. Rawlings, The Structure of Thucydz'des’ History, Princeton.
  • Rhodes 1987, P. J . Rhodes, “Thucydides on the Causes of the Peloponnesian War”, Hermes 115, 154—65.
  • Riemann 1967, K. Riemann, Das Herodoteische Geschichtswerk, Dissertation, Munich.
  • Romm 1998, J. Romm, Herodotus, London.
  • Thomas 2000, R. Thomas, Herodotus in Context; Ethnography, Science and the Art of Persuasion, Cambridge.
  • Waters 1985, K. H. Waters, Herodotos the Historian: His Problems, Methods, and Originality, Norman.
  • White 1969, M. E. White, “Herodotus’ Starting—Point,” Phoenix 23, 39-48.