İzziye Kazasının Kuruluşu ve Milli Mücadeledeki Yeri

Osmanlı idari teşkilatında konar-göçer aşiretler nahiye veya kaza statüsünde birer idari birim olarak taksim edilmişlerdir. Bu suretle onların idari, malî, askerî ve güvenlik bakımından kontrol edilmeleri sağlanmış oluyordu. Mesela; Halep Türkmen Kazası, Türkân, Ebu Tahir nahiyeleri bu cümledendir. 16. Yüzyılda Kilis merkez olmak üzere, Halep, Birecik, Urfa, Samsat, Kâhta, Gerger, Hısn-ı Mansur (Adıyaman) ve Amik Ovalarına yayılmış bulunan Ekrâd cemaatleri de İzzeddinlü veya Ekrâd Kazası olarak taksim edilmiştir. Bütün bu bölgeye yayılan cemaatler İzzeddinlü Taifesi olarak biliniyordu ve İzzeddin Bey de Mîr-i Ekrâd idi. Bu gelenek 19. yüzyıla kadar devam etti. 19. yüzyılın ikinci yarısında aşiretlerin iskânı kaçınılmaz hale gelmiş ve 1865 yılında Fırka-i İslahiye çalışmaları çerçevesinde İslahiye ve Hassa kazalarıyla birlikte İzziye Kazası da kurulmuştur. Merkezi Cukanlı ve Sapkanlı köyleri olan Kazanın Okçu İzzeddinli, Amikî ve Şeyhler cemaatleri de Nahiye haline getirilmiştir. 1895 yılına kadar kaza olarak kalan İzziye, bu tarihte Kilis 'e bağlanmıştır. İzziye Kazası, Halep-Maraş yolunun önemli bir mevkiinde olması dolayısıyla, Mondros Mütarekesinden sonra Fransızların Anadolu'ya ilerlemeleri sırasında, Şubat 1919'da Fransızlara karşı ilk mücadeleleri başlatmışlar ve 1920 yılının sonbaharına kadar büyük yararlıklar göstermişlerdir. Ancak 16 Ekim 1921 Ankara Antlaşmasıyla İzziye kazasının bazı köyleri Fransız mandası altındaki Suriye'de kalmıştır. 1938 tarihindeki sınır olaylarında Okçu İzzeddinli cemaati Fransızların bölgedeki otoritesini hayli zayıflatmıştır. Bu gelişmelerin Hatay Meselesinin çözümünde önemli bir etken olduğu aşikârdır.

The Establishment of Izziye District and Its Place in Turkish National Struggle

In the Ottoman administrational organization nomadic tribes were divided as administrative units in statutes of Nahiya and Qada. So they could be controled by the perspectives of administrative, economic, militarial and security. For example, Aleppo Turkoman Qada, Türkân and Abu Tahir Nahiyas were so. In 16th century, Kilis as the centre of Akrâd Tribes which were spreaded to Aleppo, Birejik, Urfa, Samsad, Kâhta, Gerger, Hısn-ı Mansur (Adıyaman) and Amik, were divided as İzzeddinlü or Akrâd Qada. All these religious communities which had spreaded to the area were known as İzzeddinlü Taifesi. And also İzzeddin Bag was Mîr-i Akrâd. This tradition continued until 19th century. At second half of 19th century it become nesesary to settle the tribes and in 1865 İzziye Qada was founded near islahiye and Hassa Qadas with the attempts Firqa-i Islahiya. Also the religional communities Oqju İzzeddinli Amikî and Sheyhler Tribes in the qada which had Juqanh and Sapqanh villages as the centre were made nahiyas. İzziye, which was still Qada until 1895, was linked Kilis at the same year. Being on the significant location on the road of Aleppo-Marash İzziye Qada after the Moundros Pact, during the marshing of French ahead to Anatolia on February 1919, they started the first struggles against the French and until the autumn of 1920, they were really presented their beneficial services. But, with Ankara Pact, wich was singed on October 16, 1921, some villages of İzziye were left in Syria, which was under French Mandate. At the boundary events in 1938, Oqju İzzeddinli Tribe weakened the authority of French over the area. It is clean that, these developments were important factors in the solutions of Hatay Question.

___