Biyoçeşitlilik, dünyadaki yaşamın çeşitliliği olarak tanımlanabilir. Dünyadaki yaşamın çeşitliliği, gezegenimizin sağlığı ve refahımız için çok önemlidir, ancak doğa günümüzde daha önce hiç olmadığı kadar baskı altındadır. Yüksek biyoçeşitliliğe sahip alanlar yanında, Biyoçeşitlilik Sıcak Noktaları olarak adlandırılan alanlar da mevcut olup, yüksek biyoçeşitliliğe sahip alanlardan daha fazla önem taşımaktadırlar. Yüksek biyoçeşitliliğe sahip alanlar dünya üzerinde biyoçeşitliliğin dağılımına işaret ederken, biyoçeşitlilik sıcak noktaları ise yüksek biyoçeşitlilik alanlarındaki tahribat ve bozulmanın göstergesidirler. Bununla birlikte sağlıklı ekosistemler, birbirine bağlı canlı organizma ağları ve fiziksel çevreleri dünya üzerindeki tüm yaşam için hayati öneme sahiptirler. Ekosistemler dünyada yaşam için gerekli enerjiyi sağlamalarının yanında bize temiz hava, tatlı su, yiyecek, kaynak ve ilaç sağlamaktadırlar. Bu nedenle dünyadaki yaşamın çeşitliliği olan biyoçeşitlilik, doğanın direncinde önemli bir faktördür. Dünya çapında biyolojik çeşitliliğe yönelik başlıca tehditleri belirleyen küresel ölçekli değerlendirme, insan nüfus artışının biyolojik çeşitlilik kaybının dolaylı itici gücü olduğunu açıkça belirtilmektedir. Son 450 milyon yılda; büyük volkanik patlamalar, okyanus oksijeninin tükenmesi veya bir asteroit çarpması gibi yıkıcı çevresel değişikliklerden kaynaklanan beş kitlesel yok oluş yaşandı. Bugün ise insan kaynaklı kitlesel yokoluş artarak devam ediyor. İnsanlığın yaşamı biyoçeşitliliğin sağladığı ekosistem hizmetlerine bağlı olduğundan, bilim adamları eğilimi tersine çevirmek için acil olarak bir şeyler yapılması gerektiğini savunuyorlar. Eğer hiçbir şey yapılmazsa, biyoçeşitliliğin yok edilmesinin medeniyetin çöküşüne neden olabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Biyoçeşitlilik kaybı birkaç nedene bağlanabilir, ancak açık ara en büyük suçlular, artan nüfusumuz ve sürdürülemez tüketimimiz nedeniyle habitat tahribatı ve türlerin aşırı kullanımıdır. Bu derleme makalede, insanoğlunun biyoçeşitlilik üzerindeki yıkıcı baskısı nedenleri ile birlikte açıklanırken, biyosferdeki yaşamı sürdürülebilir hale getirebilmemiz için biyoçeşitllik kaybına neden olan bu olumsuzlukları ortadan kaldırmayı ve koruma kullanma yaklaşımıyla sürdürülebilirliği sağlamayı nasıl başarabileceğimiz konusuna değinilmektedir.