Avrupa Parlamentosu’nda Yer Alan Siyasi Grupların Helsinki Zirvesi Sonrası Türkiye İle İlgili Siyasi Sorunlara Yaklaşımları

Avrupa Birliği Antlaşması’nın 49. maddesine göre, Birliğe katılacak ülkeler için Avrupa Parlamentosu’nun (AP) onayının alınması gerekmektedir. Dolayısıyla, AP içinde yer alan siyasi parti gruplarının aday ülkeler ilgili değerlendirmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma, diğer üye ülkelere nazaran daha uzun bir adaylık serüvenine sahip Türkiye açısından, siyasi parti gruplarının öne çıkan siyasi konulara yaklaşımlarını değerlendirmektir. Bu değerlendirme, Türkiye’ye adaylık statüsünün verildiği 1999 yılında gerçekleşen Helsinki Zirvesi’nden günümüze kadar yapılan AP genel oturumu tutanakları üzerinden gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, Kürt sorunu, Ermeni soykırımı iddiaları, insan hakları ihlalleri, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, Türk ordusunun siyasi rolü ve Kıbrıs sorunu yapılan değerlendirmelerde öne çıkan başlıca konulardır. Son üç dönemdir Parlamento’da en fazla sandalye sayısına sahibi olan Avrupa Halk Partisi (Hıristiyan Demokratlar - EEP), Türkiye için imtiyazlı ortaklıktan yana görüş belirtmektedir. Parlamento’da yer alan ikinci büyük grup olan Avrupa Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D), Avrupa Birliği’nin bir Hıristiyan kulübü olmadığının ispatı için Türkiye’nin üyeliğinin büyük önem taşıdığını savunmaktadır. Avrupa için Liberal ve Demokrat İttifakı Grubu (ALDE) da Türkiye’nin üyeliğine olumlu yaklaşmaktadır. AB kurumlarına güvensizlik duyulmasına yol açacağı için Türkiye’nin imtiyazlı ortaklıkla Birliğe bağlanmasına karşıdır. Avrupa Serbest İttifakı/Yeşiller Grubu (Greens/EFA) diplomatik ilişkilerde ilerleme kaydedilmesi için Ermenistan’la ekonomik ilişkilerin arttırılması ve Ermeni soykırımının tanınması şartıyla Türkiye ile gerçekleştirilen müzakerelerde hedefi tam üyelik olarak görmektedir. Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu (ECR), Türkiye’nin üyeliğine tamamen karşı bir duruş sergilemektedir. Türkiye’ye aday ülke statüsü tanıyan ve müzakerelerin başlatılması kararını veren AB kurumlarını eleştirmektedir. Avrupa Birleşik Solu/İskandinav Yeşil Solu Konfederasyon Grubu (GUE/NGL), Kürt meselesini demokratik ve barışçıl yollarla çözmediği müddetçe Türkiye’nin üyeliğine karşıdır. Avrupa Özgürlük ve Demokrasi Grubu (EFD), Türkiye’ye adaylık statüsünün verilmesini AB tarihinde ölümcül bir hata olarak değerlendirmektedir