Popüler Kültür ve İktidar Sorunu

Hakim anlayışlarda, kültür ve popüler kültür hep ikilikler etrafında (yapı ve eyleyen, elitist ve popülist gibi) anlaşılmış ve en önemlisi de bunları çerçeveleyen iktidar ilişkileri görmezden gelinerek bileşik bir bütün olarak görülmüştür. Ancak son zamanlarda Batı literatüründen başlayarak kültür ve popüler kültür sorununa eleştirel bir uyanış gerçekleşmiş ve kültür, özellikle de A. Gramsci, S. Hall, P. Bourdieu ve M. Bakhtin’in eserlerine dayanarak tam da iktidar ilişkilerinin bir alanı olarak formule edilmeye başlanmıştır. Bu makale, bu önemli isimlerin görüşlerini sunarak, kültürün ve popüler kültürün iktidar ve tabiyet ilişkilerinin bir alanı olarak nasıl görülmesi gerektiğini ve bu şekilde formüle edildiği takdirde de toplumsal analiz için ne derece önemli olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Böyle formüle edilmiş bir kültür anlayışıyla yapılacak araştırmalar özellikle de Türkiye’nin toplumsal ve kültürel analizinde oldukça önemli bir eksikliği dolduracak ve Türkiye’deki iktidar, kültür, kimlik ve modernleşme tartışmalarını zenginleştirebilecektir.

In dominant approaches, culture and popular culture have always been understood in binary terms (such as structure and agency, elitism and populism, etc.) and as a unifying whole, ignoring the relations of power that frame them. However in recent years, starting from the Western literature, there appeared a critical awakening to the problem of culture and popular culture, both of which, as a result, came to be formulated as the very field of relations of power by drawing especially on the works of A. Gramsci, S. Hall, P. Bourdieu and M. Bakhtin. This essay tries to argue, through a presentation of the ideas of these important figures, that culture and popular culture should be seen as the field of relations of power and subordination. Researches based on such an understanding of culture would fill a gap in social and cultural analysis of Turkey and could enrich the debates on power, culture, identity and modernisation in Turkey.