Taşınır Satımında Satıcının Kanundan Doğan Ayıba Karşı Tekeffül Borcu

Satım sözleşmesinde, satıcının alıcıya karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu bir takım borçları vardır. Bu borçlardan bir tanesi de ayıba karşı tekeffül (ayıbı üstlenme) borcudur.Genel olarak, ayıba karşı tekeffül borcu Borçlar Kanunu’nun 194. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu hükümler, Ticaret Kanunu’nun öngördüğü istisnalar dışında ticari satımlarda da uygulanacaktır.Ayıba karşı tekeffül borcu,”satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaad edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından dolayı satıcının sorumlu tutulmasıdır”Satıcının ayıp nedeni ile sorumlu tutulabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Buna göre öncelikle, alıcıya teslim edilen mal ayıplı olmadır. Bu ayıp fiziki bir ayıp olabileceği gibi, hukukî veya ekonomik de olabilir. Ayrıca, ayıp sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olmalı ve önemli bir ayıp olarak da kabul görmelidir. İlaveten alıcı, sözleşmenin kurulması anında ayıbın varlığından da haberdar olmamalıdır. Bu şartların yanı sıra satıcının ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu tutulabilmesi için, muayene ve ihbar, satılanı muhafaza, tespit ve sattırma gibi alıcının yerine getirmesi gereken bazı külfet ve sorumlulukları da vardır.Borçlar Kanunu, yukarıda sözü edilen bu şartların gerçekleşmesi sonucunda, alıcıya,”sözleşmeden dönme, satış bedelinin indirilmesini isteme ve malın ayıpsız çeşidiyle değiştirilmesini isteme” şeklinde üç ayrı imkân tanımıştır. Alıcı bu yollardan dilediğine başvurabilir. Seçim hakkının kullanılması herhangi bir şekle bağlı değildir; ancak bazı durumlarda seçim hakkı sınırlanmıştır. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcundan doğan dâvalar malın alıcıya teslim edilmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrarlar (BK. m.207/1). Taraflar on yılı geçmemek şartıyla daha uzun bir zamanaşımı süresi de öngörebilirler. Bu zamanaşımı süresi, adi satımlar ile sadece bir tarafı tacir olan ticari satımlarda da uygulanır. Ancak ister adi ister ticari satım söz konusu olsun satıcı alıcıyı kandırmış ise artık ayıba karşı tekeffül hükümleri için öngörülmüş süreler uygulanmaz. Böyle bir durumda BK. m. 125’te düzenlenmiş olan on yıllık genel zamanaşımı süresi geçerli olur.    

___

  • Zevkliler, Aydın, Açıklamalı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 2. Baskı, Ankara 2001.