FIKHULLUGA VE İLMULLUGA TERİMLERİNİN ANLAMLARI

Bu çalışmada fıkhulluga (filoloji) ve ilmulluga (dilbilim) terimlerinin anlam ve içerikleri üzerinde durulmuş, her iki terimin Arap edebiyatındaki yeri ve önemi incelenmiştir. Fıkhulluga terimi Arap edebiyatında ilk defa IV./X. yüzyılda, ikinci defa da XX. yüzyılın ortalarında ortaya çıkmıştır. Asırlar süren bu boşlukta fıkhulluga teriminin Araplarca tekrar kullanıldığı  belirlenememiştir. Ayrıca fıkhulluganın ilk ortaya çıktığı dönemdeki anlamıyla yirminci yüzyılın ortalarında ortaya çıktığı dönemdeki anlamı da birbirinden farklı olmuştur. Biz bu çalışmada ortaya çıkan bu farklılıklar ve sebepleri üzerinde durmayı yeğledik ve her iki terimden kastedilen anlamların neler olduğunu belirlemeye çalıştık. İlmulluga terimi dünyada XIX. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanmış ve geçen bir iki asırda büyük gelişme göstermiştir. Araplarda bu terim ilmulluga adıyla ve Avrupa’da anlaşıldığı şekliyle XX.  yüzyılın başlarında tanınmaya başlamıştır. Önceki dönemlerde Araplarda dil çalışmaları, el-Ulumu’l-arabiye adıyla ve Arapçaya tahsis edilmiş bir şekilde yapılmakta idi. Arapların dil çalışmalarında Arapça; nahiv, sarf, belağat, şiir, nesir, metin, edebiyat ve tarihi gibi çeşitli yönlerden ele alınmakta idi.

THE MEANINGS OF THE FIKHULLUGA AND THE ILMULLUGA TERMS

We focused on meanings and signs of Fıkhulluga (philology) and Ilmulluga (linguistics) and examined the importance and meaning of both terms in Arab literature in this study. Fıkhulluga firstly appeared at 4/10th centuries in Arab literature;however, there was a long interval until mid-20th century concerning the issue. This term was not used by Arabs at that time. Moreover, the previous implied meaning of Fıkhulluga was quite different from the subsequent meaning of Fıkhulluga. We focused on these differences and their reasons in this study and tried to determine implied meanings of both terms. The term Ilmulluga came into being in the early 19th century throughout the world and it flourished very well in the last two centuries. This term started to be known as Ilmulluga and the form in Europe in the early 20th century in Arabs. In ancient times, language studies in Arabs were conducted under the name of el-Ulumu’l Arabiyye(Arabic knowledge) and by dedicating to Arabic. Arabic was studied in several subjects such as nahiv (grammar), sarf (morphology), stylistics, poem, prose, text analysis, literature and history, etc. 

___

  • ABDULAZİZ, M. Hasan, (1992), Medhal ilâ İlmulluga, Kahire: Mektebetü’ş-şebab.
  • ABDUTTEVVÂB, Ramazan, (1996), el-Medhal ilâ ilmilluga ve menâhicu’l-bahsi’l- lugavi, Kahire: Mektebetü’l-hanci.
  • AKSAN, Doğan, (2000), Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, Ankara: TDK.
  • BİŞR, Kemal, (1969), Dirâsât fi ilmi’l-luga, Mısır: Dâru’l-maarif.
  • CÜNDİ, eL-Enver, el-Fushâ Lugatu’l Kur’an, Beyrut: Dâru’l-kitabi’l-Lübnâni, (tarihsiz).
  • FERİHA, Enis, (1973), Nazariyât fi’l-luga, Beyrut: Daru’l-kitabi’l-Lübnâni.
  • FERİHA, Enis, (1959), Muhâdarât fi’l-lehecât ve uslûbü dirâsatihâ, Beyrut: Camia’t-düveli’l-arabiyye.
  • GENCAN, Tahir Nejat, (1983), Dilbilgisi, İstanbul: Kanaat Yayınları.
  • HİCÂZİ, Mahmud Fehmi, İlmullugati’l-arabiyye, Mısır: Dâru’l-garib, (tarihsiz).
  • İBN CİNNÎ, Ebul’l-Feth, Osman, el-Hasâis, (thk. M. Ali en-Neccar), Beyrut: Dâru’l- Kitabi’l-arabi, (tarihsiz).
  • İBN HALDUN, Abdurrahman b.Muhammed, Mukaddime, Beyrut: Dâru’l- ihyaittürâsi’l-arabi, (tarihsiz).
  • İBN MANZUR, Muhammed b. Mükerrem, Lisanu’l-arab, Beyrut: Dâr-u sâdır, (tarihsiz).
  • JESPERSEN, Otto, (1964), Language, its Nature, Development and Origin, Londra.
  • LYONS, John, (1983), Kurumsal Dilbilime Giriş, (çev. Ahmet Kocaman), Ankara: TDK.
  • MU’CEMU’L-VASİT, (1973), Komisyon, Mısır: Dâru’l-maarif.
  • MÜBAREK, Muhammed, (2000), Fıkhulluga ve Hasâisu’l-arabiyye, Beyrut: Dâru’l-fikr.
  • MÜBAREK, Zeki, (1957), en-Nakdu’l-fenni fi’l-karni’r-râbi, Beyrut: el-Matbaatu’t- ticariyye.
  • ÖZKIRIMLI, Atilla, (2001), Türk Dili Dil ve Anlatım, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları.
  • RÂCİHÎ, AbduhFıkhu’l-luga fi’l-kutubi’l-arabiyye, Beyrut: Dâru’n-nahdati’l- arabiyye, (tarihsiz).
  • ROBINS, R.H., (1962), General Linguistics And Introductory Survey, Londra.
  • SÂLİH, Subhi, (1976), Dirâsât fi fıkhı’l-luga, Beyrut: Dâru’l-melâyin.
  • SA’RÂN, Mahmûd, (1963), İlmu’l-luga, Mısır: Dâru’l-maarif.
  • SUYÛTİ, Celâleddin Abdurrahman, (1987), el-Müzhir fi ulûmi’l-luga ve envaihâ, (thk. M. Ahmed Cadelmevla ve diğerleri), Beyrut: el-Mektebetü’l-asrıyye.
  • TEMMÂM, Hasan, el-Usûl fi’l-luga, Beyrut: ed-Dâru’l-beyzâ, (tarihsiz).
  • TÜRKÇE SÖZLÜK, (1988), Ankara: TDK.
  • VÂFİ, Ali Abdulvâhid, (1984), İlmu’l-luga, Mısır: Dâru’n-nahda.
  • VÂFİ, Ali Abdulvâhid, (1973), Fıkhu’l-luga, Mısır: Dâru’n-nahda.
  • YÂKÛB, İmil Bedi, (1986), Fıkhullugati’l-arabiyye ve Hasâisuhâ, Beyrut: Dâru’l- ilm lilmelâyin.