Walter Benjamin 1933 tarihli “Tekniğin Olanaklarıyla Yeniden Üretilebildiği Çağda Sanat Yapıtı” başlıklı deneme yazısında; tek bir kopya olarak hazırlanmış yapıtın biricikliğinin oluşturduğu ve yapıtı gereğinden fazla değerli kılan harenin, yapıt çoğaltıldığında yok olacağını savunduğunda yapıtın plastik sürecinin mekanik sürece dönüşmesindeki soruna da değinmişti. Fotoğrafın icadı, kendine özgü çoğaltma teknolojisinden dolayı batılı sanat çevrelerinin ikiye bölünmesine yol açmış, bir grup sanatçı fotoğrafı resim sanatının asimilasyonu şeklinde algılarken diğer bir grup ise bu görüşün tam aksine, çalışılan modelin zor anlarını kaydetme gibi kolaylıklarından faydalanma yolunu seçmiştir. Teknolojik anlamda bu deği- şim yeni bir sorunu da beraberinde getirmiştir. Yeniden üretim tekniği; yeniden üretilmiş olanı geleneğin alanından kopartmakta ve o yılların sanat ortamında bir tür bunalım etkisi yaratmaktaydı. Fotoğrafın oluşum süreci bu noktada sadece mekanik bir süreç olarak görünse de etkileri ve gelişim aşamaları resim sanatına bakışı da değiştirmiştir. Geleneksel plastik yaklaşımlarla üretilmiş Matiesse ve Picasso gibi sanatçıların eserleriyle teknolojinin desteğinde manipülatif kompozit görüntüler oluşturan Lillian Schwartz’ın yapıtları plastik sürecin mekanik sürece dönüşümünün bir örneği sayılabilir. Bu araştırmanın amacı endüstri devrimi ile başlayan ve günümüzde hızla değişmeye devam eden teknolojik gelişmeler doğrultusunda disiplinler arası sanat yapıtlarındaki plastik ve mekanik süreç etkileşimlerinin incelenmesidir. 

Walter Benjamin touched the issue in his essay of 1933, titled as “Work of Art in the Age of Its Technological Reproducibility”, that the aura comprised of uni- queness of artwork prepared as single copy and overvaluing artwork disappears when artwork is reproduced, transforming plastic process of artwork in to mechanical process. Invention of photography and its unique reproduction technology caused western art societies to divide in to two; while a group of artists perceive the photograph as the assimilation of paint art, the other group, on the contrary, chose to exploit the convenience such as recording the difficult moments of the mo- del. In technological sense, this change brought in a new matter. The reproduction technique disconnects the reproduced one from the field of tradition, and creates a depression impact on artistic environment. Although the formation process of photograph seems to be a mere mechanical process, its effects and development phases changed the view on art of paint. Lillian Schwartz’s works of art that form manipulative composite images backed by technology with works made of traditional plastic approaches, of artists such as Matiesse and Picasso, can be counted as an example of transformation of plastic process in to mechanical one. The purpose of this study is to examine interactions in between plastic and mechanical process of inter-disciplinary works of art, in line with technological advances that started with industrial revolution and progressed rapidly up to date.