6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (“TK”) yeniliklerinden biri de, uygulamada yani piyasada “grup” olarak ifade edilen, bir hâkim (ana) ortaklık veya teşebbüs ile ona bağlı (yavru) ortaklıklardan ve teşebbüslerden meydana gelen merkezî, ticari ve endüstriyel yahut hizmet işletmesi yoğunlaşmasını [bundan sonra “ticari yoğunlaşma” denilecektir], ülkemizde ilk defa düzenlemesidir. TK’da “şirketler topluluğu” diye adlandırılan bu kavram, özel bir ortaklıklar ve/veya teşebbüsler yoğunlaşmasıdır. TK’nın düzenlemesinin amacı, tekelleşmeyi meşrulaştırmak değil, ticari yoğunlaşmayı ekonomiye, dolayısıyla topluma yararlı hale getirmektir. Amacın ağırlık merkezini, hâkim ortaklığın veya teşebbüsün hukuka aykırı davranışlar ve kararlarla, bağlı ortaklıkların TK m. 202(1) anlamında kayba uğramalarına engel olmak, verilen kaybın süresi içinde denkleştirilmesini, yani kapatılmasını gerçekleştirmek, kayıp zamanında yok edilmediği için zarara dönüştüğü hallerde bunun tazminini sağlamaktır. Böylelikle, pervasız ve sağduyusuz hâkim ortaklık veya teşebbüslerin, bağlı ortaklıkların menfaatlerini ihlal etmeleri önlenmiş, hakkaniyetli bir yararlanma dengesinin kurulması hedeflenmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (“TK”) yeniliklerinden biri de, uygulamada yani piyasada “grup” olarak ifade edilen, bir hâkim (ana) ortaklık veya teşebbüs ile ona bağlı (yavru) ortaklıklardan ve teşebbüslerden meydana gelen merkezî, ticari ve endüstriyel yahut hizmet işletmesi yoğunlaşmasını [bundan sonra “ticari yoğunlaşma” denilecektir], ülkemizde ilk defa düzenlemesidir. TK’da “şirketler topluluğu” diye adlandırılan bu kavram, özel bir ortaklıklar ve/veya teşebbüsler yoğunlaşmasıdır. TK’nın düzenlemesinin amacı, tekelleşmeyi meşrulaştırmak değil, ticari yoğunlaşmayı ekonomiye, dolayısıyla topluma yararlı hale getirmektir. Amacın ağırlık merkezini, hâkim ortaklığın veya teşebbüsün hukuka aykırı davranışlar ve kararlarla, bağlı ortaklıkların TK m. 202(1) anlamında kayba uğramalarına engel olmak, verilen kaybın süresi içinde denkleştirilmesini, yani kapatılmasını gerçekleştirmek, kayıp zamanında yok edilmediği için zarara dönüştüğü hallerde bunun tazminini sağlamaktır. Böylelikle, pervasız ve sağduyusuz hâkim ortaklık veya teşebbüslerin, bağlı ortaklıkların menfaatlerini ihlal etmeleri önlenmiş, hakkaniyetli bir yararlanma dengesinin kurulması hedeflenmiştir.