Araştırmada güvenlik politikalarına yön veren iki geleneksel yaklaşım idealizm ve realizm irdelenmiş, tarihin akışı içerisinde değişimleri çok yönlü bir şekilde incelenmiştir. İnsanlığın güç mücadeleleri, örgütlenme isteği, savaşlar, güvenlikte olma ihtiyacı, barış süreçleri gibi değişkenler bu iki yaklaşımın zaman zaman birbirlerine üstünlük kurmalarına neden olmuştur. İnsan doğasının yapısı da tartışma konusu olmuş, realistler insanların güç tutkunu ve bencil olduklarını düşünmüş, idealistler ise insanın iyiye, barışa meyilli olduğunu belirtmişlerdir. İki düşünce arasında diğerine kesin bir üstünlük sağlayan olmamıştır. Bulundukları dönemlerin şartlarına göre biri diğerine ağır basmış, kabul gören fikir olmuştur. Devletlerin yapısı ve faaliyetleri de iki düşüncenin ayrıldığı konulardan olmuştur. Uluslararası sistemde ana aktörü devlet kabul eden realist analizle, devlet dışında çeşitli oluşumların da aktör olarak kabul edilmesini ifade eden idealist düşünce birbirlerinden ayrılmıştır. Devletlerin uygulaması gereken politikaların nasıl oluşması gerektiği konusunda da farklı fikirler sunmuşlardır. İki geleneksel düşünce tarih boyunca birbirlerinin yerini almışlar, bazen de ikisi birden uygulanmaya çalışılmıştır. Makalede iki düşüncenin gelişimleri, tarihsel bağlamda ayrımları, dönüm noktaları ve eleştirildikleri yönleri farklı açılardan incelenmiştir.