Sanat, tarih, kültürel miras gibi daha pek çok bakımdan zengin bir şehir olan İstanbul, bilgiye erişim ve bu bilgilerin muhafaza edildiği kütüphaneler açısından da önem arz etmektedir. Verilen bu önemin en büyük kanıtı olarak İstanbul’da bulunan kütüphane sayısının fazlalığı ve bu kütüphanelerin envanterlerinde bulundurdukları eser sayılarının oldukça fazla olmasıdır. Asırlardan beri varlığını koruyan cami, türbe, çeşme, mezar taşları ve el yazmaları gibi daha pek çok alanda ecdadımızın icra ettiği sanatları görmemiz mümkündür. Bu bakımdan da oldukça avantajlı bir şehir olan İstanbul’un neredeyse her sokağında bu eserleri görmek mümkündür. El yazmalarının muhafazasında ilk akla gelen yerler kütüphanelerdir. Mimar Kemaleddin beyin eseri olan İstanbul Üniversitesi Nâdir Eserler Kütüphanesi ’de bünyesinde pek çok yazma eser bulundurmaktadır. Kadıların yetiştirilmesi amacıyla yapılan bina daha sonra çeşitli olayların ardından kütüphaneye çevrilmiş ve faaliyet vermeye başlamıştır. Bu çalışmada böyle nadide bir eserin varlığını sanatla ilgilenen kişilere duyurmak, nüshanın detaylarına inerek incelendiğinde titizlikle işlenmiş çok zarif nüansların olduğunu, genel olarak incelendiğinde ise doğadan esinlenerek uygulanan çiçeklerin şahaneliğini herkesle paylaşmak amaçlanmıştır. Nüshadaki belirli sayfalarda bulunan halkarlar detaylı olarak incelenmiştir. Renk, motif ve tasarımlar hakkında bilgiler verilerek detaylarının çizimleri elektronik ortamda yapılmıştır.