Osmanlı Edebiyatı Tarihçisi Akün Hoca’nın Ardından

1990’da genç ve acemi bir araştırmacı adayı olarak girdiğim İSAM’da, Akün hocamızı TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA) çalışmaları çerçevesinde tanımış, daha sonra Divan Edebiyatı kitabını yayına hazırlarken duyuşunu ve bilgi derinliğini yakından keşfetmiştim. 2 Mayıs 2016’daki bir ders esnasında vefat haberini aldığımda ise, “bir âlimin ölümü, bir âlemin ölümü gibidir” sözünün anlamını bir kez daha derin bir teessürle idrak ettim. Gerçekten öyle değil mi? Bir âlimin ölümüyle, bazen bir derya gibi olan bir bilgi ve duyuş derinliğini de beraberinde kaybetmiyor muyuz?

___

  • Nâmık Kemal’in Mektubları (İstanbul 1972), Türk Dili Karşısında Türk Münevveri (İstanbul 1982), Divan Edebiyatı (İstanbul 2013).