SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ ÖNCESİ VE SONRASINDA YAŞANAN OLUMLU VE OLUMSUZ GELŞMELER ÜZERİNE BİR İNCELEME

Sakarya Meydan Muharebesine kadar geçen süreç oldukça zor olmuştur. Mustafa Kemal çok sayıda olumsuz koşul arasında bu mücadeleyi yönetmiştir. Her şeyden önce halk, Balkan savaşından beri süregelen mücadelelerde yıpranmış çok sayıda gencini kaybetmiş ve yılgınlığa düşmüştür. Ekonomik açıdan bir yokluk dönemi yaşanmaktadır. Millî Mücadelenin başlangıcında, gönüllü ve kitlesel bir katılım söz konusu değildir. Millî Mücadelenin önderleri, uzun süre çetecilerin kişisel yöntemlerle toparladığı birliklere dayanmak zorunda kalmıştır. Sonrasında bu çeteciler Millî Mücadeleye zarar vermeye başlamışlardır. Garp Cephesinde Çerkez Ethem ve Demirci Efe’nin isyanları söz konusudur. Yunan ordularının işgal bölgelerindeki insanlık dışı uygulamaları vardı. TBMM’de muhalif milletvekillerinin, Mustafa Kemal’i bir şekliyle etkisizleştirme düşüncesi hakimdi. Kütahya ve Eskişehir Muharebeleri sonrasında Ordu’nun, Sakarya’nın doğusuna çekilmesi, TBMM’de muhalifleri harekete geçirmiş, Mustafa Kemal’den kurtulmak isteyenler Meclis Kürsüsünde seslerini yükselterek, hesap sormaya başlamışlardır. Eskişehir bozgunu ve Sakarya öncesinde Enver Paşa’nın Türkiye sınırına Batum’a gelmesi, Anadolu’ya geçmesi gibi düşünceleri olduğunu da hatırlamak lazımdır. Sakarya Meydan Savaşı, Anadolu’da emperyalist devletlerin toprak alma politikasına karşı önemli bir vuruştur. Asya’nın ve Afrika’nın halkları Mustafa Kemali sömürgeciliğe karşı bir ön savaşçı olarak görmüştür. Hint Ulusal Kongresinin önderi Gandi, Mısır’da Vaft Partisinin kurucusu ve önderi Said Zaglul, Faslı Rif boylarının Fransız ve İspanyol sömürgecilerine karşı yaptığı savaşın önderi Abdükerim, İngiliz egemenliğine karşı çıkan İran Şahı Ahmet Rıza Pehlevi ile Afganistan kralı Emanullah, Sakarya Meydan Muharebesi zaferinde Mustafa Kemal ve Türk milletinin başarısını kutlamışlardır. Sakarya zaferinde Sovyet Rusya’nın yaptığı siyasal, parasal ve askeri teknik yardım da önemli bir rol oynamıştır. Mustafa Kemal, zafer dolayısıyla Millet Meclisinde 19 Eylül 1921’de yaptığı konuşmada, Sovyet halkının bugün, yarın ve her zaman Türkiye’nin dostluğuna güvenebileceğini söylemiştir. Bu çalışmamda Anadolu’nun ortasına sıkıştırılmış Türk milletinin ikinci kez Ergenekon’dan çıkışını anlattım. Millî Mücadeleyi anlatan yazılı eserleri taradım, yine konuyla ilgili filmler ’den belgesellerden ve internet kaynaklarından yararlandım.