The Question of Non Standart Form

İlk olarak 2002 yılında Paris, Centre Pompidou’da açılan “Standart Olmayan Mimarlıklar” uluslararası mimarlık sergisinin kataloğu için hazırlanan bu makale, serginin sunduğu ve tanımladığı bu yeni paradigmanın biçimsel ve bilgi-kuramsal etki ve uzantılarını tartışmaktadır. Yeni sayısal tasarım teknolojilerini yoğun olarak kullanan çağdaş deneysel mimarlık araştırmalarını tanımlayan “standart olmayan” mimari üretimin biçim kataloğu yüksek derecede karmaşık ve hareketli biçimler içermektedir. Makalede bu biçimsel kataloğun, organik geleneğin bir yeniden uyanışını işaret ettiği savlanmakta ve tekrar canlandığı gözlenen bu biçimsel geleneğin, erken modern organik gelenek ile tarihsel süreklilik içinde ele alınarak öne çıkartılması ve değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Organik biçimin erken modern ve “standart olmayan” örnekleri kayda değer biçimsel benzerlikler içerseler de, bu akrabalığın önemli bilgikuramsal, algısal, geometrik/matematik ve teknolojik farklılıkları sakladığı önerilmekte ve bu benzerlik, hem algısal, hem bilgikuramsal olarak deneyimlenen güçlü bir ‘gestalt çevrimi’ olarak tartışılmaktadır. Bu bağlamda, modernist mekanik-organik tartışması da ortaya koyduğu temel bir bilgikuramsal ayrım açısından yeniden ele alınmaktadır; bu temel ayrım, biçimsel süreçlerde akılcılığı ve anlaşılabilirliği devamlı olarak biçimin kararlılığı ve tekrarlanabilirliği üzerinden kaydedip tipik ve standart biçimlere bağlarken, organik süreçleri, sistematik ve akılcı analize direnen bireysel, öznel ve sezgisel süreçler olarak tanımlar. Böylelikle ‘organik’, modernist düşünceye, mekanik normların ve standardizasyonun aleyhinde bir karşı modern araç olarak yerleştirilir. Organik geleneğin anlaşılması zor ve kapalı biçimsel süreçleri, karmaşıklık bilimleri ve bilişsel bilimlerdeki gelişmelerle birlikte giderek saydamlaşmaktadır. Organik biçim bugün biçimin geliştirilmesinde ve denetiminde kullanılan bilgisayar destekli yöntem ve işlemlerin desteklediği artan bir hesapsal içerik ile akılcı ve nesnel kavramaya giderek daha açık hale gelmektedir. Sayısal tasarım araştırmasında kullanılan formalist yöntemler karmaşık biçimlerin anlaşılmasını ve denetimini kolaylaştırırken, endüstriyel arayüzün standardizasyon’dan “non-standardizasyon”a kayması ile bu biçimlerin seri üretimi de sağlanabilmektedir. Organik geleneğin yeniden canlanışı da, değişmekte olan materyel ve endüstriyel üretim mantığının bugün organik biçimsel süreçlerin ‘seri ama aynı-olmayan’ yeniden üretimine teknik ve materyel destek verebilir hale gelmesine bağlıdır. Bu yeni organik paradigma, modernist organik geleneğin ilk biyolojik özüne eklemlenen hesaba dayalı bir ikinci öz ile artırılmış olarak karşımıza çıkar. Aslında, bu çifte öz, organiğin bilgikuramsal statüsünü yeniden tanımlarken, tarihsel ihmalini de haksız çıkarır. Bu anlamda, “standart olmayan”ın mekanik ve organik paradigmaların ilk uzlaşması olduğu iddia edilmektedir, çünkü yeni organik artık mekaniği de içermekte ve modern selefinin aksine seri üretim testinden geçebilmektedir. Biçimin sayısal dillere giderek artan bir doğruluk ve kesinlikte çevrilebilmesi ile önceden sezgisel ve muğlak olan konuların tartışması da artık kesinlik kazanmaktadır. Giderek doğallaşan bir bilgi kuramı içinde giderek doğallığını kaybeden yeni organik, sezgiselliği, sayısal mimarlık üretiminde etkin olan ağır formalizmin daha hafif bir çeşidi olarak yeniden tanımlar.

___