Küreselleşme, dünya genelinde birçok değişime neden olmaktadır. Dünyada yaşanan değişimler ve dönüşümlerin büyük bir kısmı zorunlu iken, bir kısmı da kişisel algılamalara ve durumdan pay çıkarma telaşı ile yapılan etik dışı davranışlarla ortaya çıkmaktadır. ABD’de 11 Eylül saldırılarından sonra yaşanan en büyük şok şüphesiz 02 Aralık 2001 günü dünyanın en büyük doğalgaz boru hattı şirketlerinden biri olan Enron’un beklenmedik iflasıdır. Söz konusu iflasın etkileri yalnızca ABD’de değil aynı zamanda tüm dünyada da büyük yankı uyandırmıştır. Diğer taraftan Enron’un ani çöküşü, hem çağdaş muhasebe sisteminin hem de bağımsız denetim şirketlerinin sorgulanmasına neden olmuştur. Örgütsel yanlış uygulamaların ve etik dışı davranışların bir şirket çalışanı, ortağı veya şahit olan dışarıdan bir kişi tarafından ortaya çıkarılması süreci olarak tanımlanabilen whıstleblowing (Bilgi İfşası, ihbar) yöntemi ile Enron skandalının ortaya çıkarılmasını sağlayan Sharon Watkins, daha birçok önemli yolsuzluğu da aynı yöntem ile ortaya çıkarmıştır. Böylece, whistleblowing, ABD’de bir fenomen olarak politik kültürün bir parçası haline gelmiştir. Bu çalışmada whistleblowing (bilgi ifşası) kavramı açıklanarak, iç denetim ile ilişkisi ve iç denetimin değişen ve gelişen rolleri incelenecektir