Tarihi-toplumsal varlık alanını tabii alandan bağımsız bir şekilde ele alan İbn Haldun gerek doğuda gerekse batıda pek çok çalışmaya konu edilmiştir. İnceleyeceğimiz bu çalışma da aynı şekilde tarih ve sosyoloji alanında ürettiği fikirleriyle düşünce dünyasında hatırı sayılır bir yer edinen İbn Haldûn’u konu edinmektedir. Rıza Kokrmazgöz’e göre yapılan çalışmaların büyük bir kısmında İbn Haldun’un tarihe ve topluma bakışı ait olduğu İslam geleneğinden soyutlanarak ele alınmıştır. Bu nedenle yazar İbn Haldûn’u genel anlamda klasik metafizik içinde daha özel anlamda ise kelam metafiziği içinde düşünen ve bu minvalde tarihi ve toplumsal varlık alanını çözümleyen bir düşünür olarak yeniden ve en doğru bir şekilde okuma gayesi ile bu çalışmasını kaleme aldığını ifade etmektedir.

Ibn Khaldun, who handles the historical-social existence field independently from the natural area, has been the subject of many studies both in the east and in the west. This study, which we will examine, also focuses on Ibn Khaldn, who gained a considerable place in the world of thought with his ideas in the field of history and sociology. According to Rıza Kokrmazgöz, in most of the studies, Ibn Khaldun's view of history and society was discussed in abstraction from the Islamic tradition to which she belongs. For this reason, the author states that he has written this work with the aim of reading it again and correctly as a thinker who thinks Ibn Khaldun in classical metaphysics in general and more specifically within the metaphysics of kalam and analyzes history and social existence in this manner.