Avrupa ve Türk-İslam Medeniyetinde Müzikle Tedavi: Tarihî Gelişimi ve Uygulamaları

Mûsıkî, insanlığın var olduğu günden beri var olagelen bir sanattır. İlk akla geldiği şekliyle mûsıkî, oyun, eğlence, şarkı ve türkü vb. demektir. Fakat mûsıkî, sadece bu yönleriyle var olagelmiş bir sanat değildir. Aksine toplum ve bireylerin sevinç, mutluluk, huzur, üzüntü, keder vb. duygu ve düşüncelerini ifade ettikleri bir sanattır. Bununla birlikte devlet-toplum-birey birlikteliğini teşvik ve temin eden, birlik ve beraberliğini sağlayan, ordu ve askerin moral ve motivasyonunu yüksek tutmasına yarayan ve kollektif hareket etmesinde inkarı kabil olmayan şekilde katkıları olan, insanın psikolojik yönünden fizyolojik, sosyal vb. yönlerine kadar birçok yönüne olumlu etkileri olan bir sanattır. Bu sanatın menşei konusunda farklı görüşler vardır; bir yanda insanoğlunun, tabiattaki varlıkların çıkardıkları sesleri taklit ederek geliştirdiği fikri varken bir başka yanda Tanrı’nın insana bahşettiği bir lütuf olduğu görüşü öne çıkmaktadır. Bir diğer yandan ise Yunan menşeli olduğu ve Tanrı Zeus’un, melek anlamına gelen “Mousse” adlı dokuz kızından mülhem bir sanat olduğu fikri vardır. Menşei konusunda hangi fikir doğru olursa olsun mûsıkî, var olduğu günden günümüze kadar insanın duygu ve düşüncelerini ifade ettiği, hareketlerine etki ettiği, hastalıklarına terapötik değer olarak kullandığı, velhasıl dinî ayinlerinden fiziksel ve mental yapısına ve dahi dünyevi hayatına kadar birçok alanda kullandığı önemli değerlerden biridir.