BİR KIBRISLI TÜRK’ÜN GÖZÜNDEN:BALKANLAR’IN HRİSTİYAN TÜRK HALKI GAGAUZLAR

Balkanlar’ın karmakarışık etnik yapısı ve koskocaman Hristiyan okyanusu içinde bir damla su gibi duran Gagauzlar, köklü kültürlerine, ulusal benliklerine, kimliklerine ve dillerine sahip çıkan ve varlıklarını sürdürebilecek siyasal statüye sahip bir Ortodoks Hristiyan Türk halkıdır. Aynı soydan gelen Hristiyan Gagauzlar ile Müslüman Kıbrıslı Türkler arasında büyük benzerlikler vardır. İki halk da var olmak için sürekli mücadele içinde olmuş ve sonuçta varlıklarını sürdürmeye olanak veren siyasal statülere kavuşmuşlardır. Gagauzlar Moldavya içinde özerk bir yönetime, Kıbrıslı Türkler bağımsız bir cumhuriyete sahiptirler. İki halk da Türkiye Türkçesi’nin ağızları olan ve benzerlikler gösteren bir Türkçe kullanırlar. Kültürlerinde de benzerlikler vardır. Yakın tarihte iki halk arasında kültürel ilişkiler yaşanmış, bu bağlamda sempozyumlar yapılmış, kitap ve dergiler yayımlanmıştır. Ve bu ilişkilerin çoğaltılıp yoğunlaşması için uygun ortam ve potansiyel vardır.

Through the Eyes of a Turkish Cypriot :Balkan’s Christian Turkish Gagauz People

Within the diverse etnic structure of Balkans, just like a drop of water in the vast Christian ocean, Orthodox Christian Turkish Gagauz people, are a people who maintain their deep rooted culture, national consciousness, identity, language (mother tongue) and have the political status to sustain their existence. Coming from the same race (family) there are strong similarities between Chistian Gagauz and Moslem Turkish Cypriot people. Both people engaged in continious struggle to defend their existence and thus they acquired political status enabling them to maintain their existence. Gagauz people have an autonomous administraion within Moldovya and Turkish Cypriots have an independent republic Both people use Turkish language which are accents of Turkish language and has similarities with each other. There are also similarities between their cultures. Recently the two people experienced cultural relations and in this context simposiums were held and books and magazines were printed. At present there is a favourables atmosphere and a good potential to strengthen and diversify these relations.