CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRKİYE’SİNİN TANITIMINDA FOLKLORUN KULLANIMI (1920-1960)

Sergi, festival veya ulusal günler adıyla düzenlenen etkinlikler, bir ürünün veya bir kültürün tanıtılması ve ticari açıdan değerlendirilmesi amacıyla yapılan organizasyonlardır. Dünyada ilki 1851 yılında Londra’da olmak üzere sonrasında Viyana ve Paris gibi önemli Avrupa başkentlerinde düzenlenen bu sergi ve festivallerde her ülke, sahip olduğu kültürel unsurları, ekonomik gelişimlerini gösteren sembolik ürünleri ve endüstriyel imalatları sergilemeyi tercih etmiştir. Osmanlı Devleti bu organizasyonlara hammadde ürünlerinin ticari tanıtımı ve diplomatik kazanım amacıyla katılım göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti de 1925 yılından itibaren bu organizasyonlara önem vermiştir. Sergi ve festivallere katılım, bir yandan devlet bürokrasisinde iktisadi pazarlama, turizm faaliyeti çerçevesinde değerlendirilirken diğer yandan da Avrupa'da etkili olan oryantalist bakış açısına karşı Batılı Türkiye'nin tanıtımı amacına dönüşmüştür. Bu bağlamda katılım sağlanan sanat, müzik, ekonomi ve diğer etkinliklerde "Modern Türkiye" vurgusuna dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Ancak konuyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalarda bu tür faaliyetlerin sadece ticaret ve turizm odaklı olduğu ve sergilerde kullanılan kültürel unsurların da bu sebeple turistik tanıtım amaçlı kullanıldığına değinilmiştir. Hâlbuki süreç içerisinde düzenlenen organizasyonlarda kullanılan kültürel unsurların, ülkelerin kadim kültürlerini sergilemek amacıyla da kullanılmış olduğu dikkatlerden kaçmıştır. Bu makalede Atatürk, İnönü ve Menderes dönemleri olmak üzere üç dönemde yapılan tanıtım faaliyetleri incelenmiştir. Üç dönem için de katılım sağlanan sergilerde ve "Türk Haftası" etkinliklerinde kullanılan kültürel unsurların hangi bakış açısına göre tercih edildiği, seçilen kültürel unsurlarla verilmek istenen mesajın ne olduğu gibi sorulara yanıt aranırken bahsi geçen organizasyonların her dönem için ekonomik, turistik ve ideolojik açıdan önemi tartışılmıştır. Bu üç dönemde İktisat, Millî Eğitim ve Turizm Bakanlıkları bünyesinde duygusal ve sezgisel olarak yürütüldüğü için kurumsal ve kavramsal kargaşaya sebep olan bu faaliyetler, 1971 yılına kadar Turizm Bakanlığı bünyesinde bulunan, Kültür İşleri Genel Müdürlüğü'nün Kültür Bakanlığı'na dönüştürülmesiyle kurumsallaşarak devlet politikası hâline gelmiştir. Sonuç olarak Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Adnan Menderes dönemlerinde katılım sağlanan uluslararası sergi, festival ve "Türk Haftası" olarak adlandırılan etkinliklerde kullanılan kültürel unsurların temsil amaçlarının farklı bağlamlarda kullanıldığı görülmüştür. Atatürk döneminde ürünler modernize edilerek Batılı medeniyet vurgusu yapılmıştır. İnönü döneminde ise Türk kültürünün geçmişe dayanan zenginliği ile Anadolu'daki kültürler arası birlikteliğine dikkat çekilmek istenmiş, son olarak Menderes döneminde de Anadolu coğrafyasındaki kültürel çeşitliliği öne çıkarılarak her bölgeden halk oyunları ekipleri organizasyonlarda yer almaya başlamıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne sergi ve festivallerde kullanılan kültür unsurlarının tarım ve sanayi ürünleri ve ideolojik yaklaşımlardan sıyrılarak el işlemesi, dokuma gibi kültürel sembollerin yoğun olduğu ürünlere ve Karagöz tasviri gibi geleneksel Türk halk tiyatrosuna ait eserlere yoğunlaştığı görülmüştür.

___

  • KAYNAKÇA Akçura, Gökhan, Türkiye Sergicilik ve Fuarcılık Tarihi, Türk tarih Vakfı Yayını, İstanbul 2009.
  • Başkaya, Muzaffer, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Türkiye’nin Dış Ülkelerde Yürüttüğü Tanıtım ve Propaganda Faaliyetleri”, History Studies, Volume 9, Issue 1, March 2017, s.47-63.
  • Çelik, Zeynep, Şarkın Sergilenişi, 19 Yüzyıl Dünya Fuarlarında İslam Mimarisi, Çev: Nurettin El Huseyni, Tarih Vakfı Yayını, İstanbul 2004.
  • Eldem, Sedat Hakkı, “1939 New York Dünya Sergisinde Türk Pavyonu Projesi”, Arkitekt S:103-104, 1939, s.153-155.
  • Eldem, Sedat Hakkı, “Peşte Sergisinde Türk Pavyonu”, Mimar, C:1,S:6, 1931, s.143-145.