Ercüment Behzat Lav, yirminci yüzyılın ilk yıllarında dünyaya gelmiş, Osmanlı’dan yeni Türk devletine giden tarihî sürecin şahidi olmuştur. Art arda patlak veren savaşları, siyasi çatışmaları, sürgünleri, kendi ailesinde görüp duyan sanatçı, aldığı eğitimlerin de katkılarıyla bir sanatçı olarak siyasetin hep içinde olmuştur. Osmanlı’nın yıkılışı, yeni Türk devletinin kuruluşu, Atatürklü yıllar ve devamındaki siyasi hadiselere şahitlik eden sanatçı, yakın dönem Türk tarihine siyaset ve edebiyat odağından bakan tavrıyla edebiyat, siyaset ve toplum münasebeti bağlamında bir araştırma zemini yaratmış olur. İlk çağlardan beri sanatın devletle, iktidarla ve toplumla münasebeti tartışılmış, sanatın ve edebiyatın bir eserin üretimi sürecinde toplumun maddi ve manevi kurumlarıyla ve iktidarla yakından etkileşimlere belli ölçülerde girdiği kabul edilmiştir. Bu bağlamda Ercüment Behzat Lav’ın Karagöz Stepte (1940) başlıklı tiyatro oyunu siyasetin unsurlarıyla girdiği etkileşim manasında değerlendirilerek toplumcu gerçekçi sanat anlayışının sınırlarında eser veren sanatçının devrin toplumsal yapısıyla, siyaset unsurlarıyla oluşturduğu sıkı bağ değerlendirilerek sanatçının tiyatro yazarlığı ele alınmaktadır.

Ercüment Behzat Lav was born in the first years of twentieth century and witnessed the historical process from the Ottoman Empire to the new Turkish state. The artist, who saw and heard the wars, political conflicts and exiles that broke out one after another in his own family, had always been in politics as an artist with the contributions of the education he had received. The artist, who witnessed the collapse of the Ottoman Empire, the establishment of the new Turkish state, the Atatürk years and the political events that followed, created a research ground in the context of literature, politics and social relations with his attitude that looks at recent Turkish history from the focus of politics and literature. Since the early ages, the relationship of art with the state, power and society has been discussed, and accepted that art and literature enter into close interactions with the material and spiritual institutions of society and power to a certain extent in the process of producing a work. In this context by evaluating Ercüment Behzat Lav’s theater play titled Karagöz Stepte (1940) in the sense of interaction with the elements of politics, and the artist's theatrical writing aspect, which has been brought to the forefront in terms of poetry in the history of literature, by evaluating the close bond that the artist created with the social structure of the period and the political elements has been dealt with.