Mekân, bizim için vazgeçilmezden öte bir zorunluluktur. Doğumumuzdan ölümümüze değin hep bir mekânın içinde var oluruz. Ölümden sonra ise mekânın en mücessem hali ile karşılaşır ve orada ikâmet etmeye devam ederiz. Ancak şu var ki her yer mekân olmayabilir. Kimileri yer olarak kalırken kimileri ise mekân’a dönüşüyor. Mekâna dönüşenler bizim geçmişle bağımızı canlı tutan ve bizlere aidiyetlerimizi hatırlatan vefâkarlar oluverir.