Akif Paşa’nın Sürgün Mektupları

Bu çalışma, XIX. yüzyıl Osmanlı tarihinin önemli devlet adamlarından olan Akif Paşa’nın Edirne ve Bursa’ya sürgün edildikten sonra kaleme almış olduğu mektuplarını konu edinmektedir. Sultan II. Mahmud’un merkez teşkilatında yaptığı düzenlemeler doğrultusunda kurulan Hariciye ve Dahiliye Nezaretleri’nin ilk nazırı olarak tarihteki yerini alan Akif Paşa, bir süre sonra bu itibarlı konumunu kaybetmiştir. Nitekim Sultan Abdülmecid döneminde, 1840 yılında, Edirne’ye sürgün edilen Paşa, yaklaşık iki yıl süren cezasını tamamladıktan sonra ise İstanbul’a dönemeyerek Bursa’da ikamet etmek zorunda bırakılmıştır. Affedilmesi için Saray ve Bâbıâlî nezdinde bir dizi faaliyetlerde bulunan Akif Paşa, mektuplaşmak suretiyle yakınlarıyla münasebetlerini devam ettirmiştir. Yedisi mahdûmuna (oğluna), biri halîlesine (eşine) başlığıyla yayımlanan mektupların bir kısmı ise diğer yakınlarına yazılmıştır. Bunların büyük bir kısmı Ebuzziya Tevfik tarafından Muharrerât-ı Husûsiye-i Akif Paşa, birkaçı da torunu Akif Bey tarafından Eser-i Akif Paşa adlı eserlerde yayımlanmıştır. Mektuplarda dikkati çeken en önemli husus Paşa’nın halet-i ruhiyesini maharetle ifade etmiş olmasıdır. Bazı ailevi bilgilerin de yer aldığı mektuplarda Paşa’nın Edirne’den Bursa’ya nasıl geçtiği ve buralarda geçirdiği vakit ile ilgili bilgiler mevcuttur. 

Letters of Exile by Akif Pasha

This study focuses on the letters written by Akif Pasha- one of the most significant statesmen in the 19th century Ottoman history - after being exiled to Edirne and Bursa. Akif Pasha, who took his place in history as the first minister of the Ministry of Foreign Affairs and Internal Affairs established in accordance with the arrangements made by Sultan Mahmud II. in the central organization, lost this prestigious position after a while. As a matter of fact, during the reign of Sultan Abdülmecid, Pasha was exiled to Edirne in 1840. After completing his sentence of approximately two years, he was forced to reside in Bursa. Akif Pasha, who carried out a series of activities before the Palace and Sublime Porte in order to be forgiven, continued his relations with his relatives by correspondence. Seven of the letters were sent to his son and one of the letters were sent to his wife with the titles of mahdumuna and halilesine respectively, along with some written to other relatives. Most of these were published by Ebuzziya Tevfik in Muharrerât-ı Husûsiye-i Akif Paşa and some by his grandson Akif Bey in Eser-i Akif Paşa. The most notable point in the letters is that the Pasha had skillfully expressed his state of mind. In the letters, which include some familial information, there is information about how Pasha passed from Edirne to Bursa and the time he spent there. 

___

  • Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı (BOA): Hatt-ı Hümâyûn (HAT), 470/23003; Dâhiliye (DH), 14/669.
  • BUDAK, Ali (2016). Akif Paşa’nın Gurur ve İsyan Çığlığı Tabsıra, İstanbul: Bilge Kültür Sanat Yayınları.
  • Eser-i Âkif Paşa (1290). hz. Akif, İstanbul.
  • İbnülemin Mahmut Kemal (1930). Son Asır Türk Şairleri, İstanbul: Orhaniye Matbaası.
  • İPEK, Nedim (1995). “Churchill Vak'ası (1836)”, Belleten, LIX (226): 661-713.
  • KARACA, Taha Niyazi (2004). Türk-İngiliz İlişkileri ve Mehmet Akif Paşa’nın Anıları (İbret), İstanbul: IQ Yayınları.
  • KAVAZ, İbrahim (2005). Âkif Paşa Hayatı ve Eserleri, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları.
  • KOLCU, Ali İhsan (2002). Türk Şiirinde Yokluk Fikri ve Âkif Paşa’nın Adem Kasidesi, Ankara: Akçağ Yayınları.
  • Muharrerât-ı Husûsiye-i Âkif Paşa (1301). Kostantiniyye: Matbaa-i Ebuzziya.
  • UÇMAN, Abdullah (1989). “Âkif Paşa”, TDVİA, (2): 261-262.