Arap Baharı isyanlarının ülkeye de sıçramasıyla birlikte Libya, önce Kaddafi karşıtı protestolara ardından da karmaşaya sürüklenmiştir. Kaddafi’nin öldürülmesi sonrasında demokrasi tesis edilmiş ve seçimler gerçekleştirilmiştir. Seçim sonucuna göre ülkenin yeni meclisi olan Milli Genel Kongre şekillenmiştir. Bu dönemde diğer ülkelerin Libya üzerindeki güç mücadelesi siyasi alana yansımıştır. Fakat Mısır’da başarılı olan askeri darbe siyasi mücadele perspektifini de etkilemiş ve siyasi güç mücadelesi ile Libya üzerinden çıkar elde etme yarışında olan ülkeleri askeri bir çözüme yönlendirmiştir. Böylece 14 Şubat 2014 tarihinde Halife Hafter tarafından darbe bildirisi okunmuş ve Libya’nın meşru hükümetine karşı bir darbe girişimi başlamıştır. Bu girişim ile birlikte bölgesel ve küresel aktörler Libya perspektiflerini belirlemiş ve taraflarını seçmişlerdir. Bu kitabın ilk bölümünde Türkiye’nin aldığı inisiyatiflerin sahadaki yansımalarına ve devrimden başlanılarak günümüze kadar vuku bulmuş önemli kırılma noktalarına değinilmiştir. İkinci bölümde ise Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Katar, Tunus, Fas ve Cezayir’in Libya krizine yönelik tutumları derinlemesine incelenmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya, Avrupa Birliği (AB), İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya gibi küresel aktörlerin kriz sürecindeki politikaları, ikili ilişkilerin tarihsel arka planına dair bir perspektif verilerek incelenmiştir. Editörlüğünü İbn Haldun Üniversitesi’nden Burhanettin Duran ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Muhittin Ataman’ın üstlendiği bu kitap üç bölüm ve toplam on dört makaleden oluşmaktadır. Takdim kısmında belirtildiği üzere kitap son dönem Türk dış politikasının önemli konu başlıklarından biri olan Libya krizinin Türkiye’de az çalışılmış olmasından yola çıkılarak hazırlanmıştır.